bu yazı sana...
en son bir sene önce bu zamanlar haberleştik...kahve ısmarlayayım dedim gelmedin sonra da artık ne olduysa bir daha senden haber almadım. aaaaa dur dur aylar sonra bana çok kısa bir mesaj gönderdin ama o mesaj o kadar sen değildin ki ben senden geldiğine inanmadım. ondan sonra da yok oldun zaten. bu kadar zaman bir şekilde haber alamayınca, "biz küstük herhalde; bir şey oldu ve küstük ama benim ne olduğundan haberim yok" diye düşündüm. hatta kendi kendime söz verdim asla ona yazmayacaksın diye ama bugün yazmaya karar verdim çünkü bugün hayatımda önemli yeri olan birini toprağa verdim ve caminin avlusunda nedense hep seni düşündüm.
arkadaşım aniden pat diye gidiverdi. hiç aklıma gelmezdi böyle gidivereceği; o kadar hayat dolu, gülmesini, gezmesini insanlarla birlikte olmasını seven biriydi ki onunla ilgili herşeyi düşünmüştüm ama öleceğini hiç aklıma getirmemiştim. babası hastaydı ve son bir kaç senedir onunla ilgileniyordu. bu yüzden birlikte gitmeyi planladığımız kars gezisini habire erteliyorduk. geçen gün "seneye kesin gideriz artık bir şekilde; yılbaşından sonra görmeye gideyim de konuşalım bu işi diye düşündüm ama artık hepsi koskoca bir hiçliğin içinde onunla birlikte kayboldu.
ben hayatımdan insanların gelip geçmesini, ölüp de ortadan kaybolmalarını bir türlü kabullenemiyorum..çok rahat kabulleniyormuş gibi görünmeme rağmen hala bir yerlerden çıkıp gelecekleri ümitle bekliyorum. mesela bazen yolda yürürken adamın birini babama benzetiyorum tıpkı ölümünden çok kısa bir süre sonra bir kaç metre ötemde yürüyen aynı babamın boylarında, onun vücut yapısında ve aynı onun montunun renginde mont giyen adamı babam sanıp neredeyse yanına koşup, kolundan tutup "e işte ölmemişsin; niye bizi üzdün ki böyle" diyecek olmam gibi bir yerlerde onları görüp kollarına yapışacakmışım gibi geliyor.
hayatta olup da sebepli ya da sebepsiz hayatımdan çıkıp gidenleri de kabul edemiyorum. niye ki? ne oldu da şimdi ben onu göremeyeceğim? diye düşünmekten bir türlü kurtulamıyorum.
buraya kadar okuyabildiysen belki de dedin ki iyi de bunların benimle ilgisi ne?
ben bilmek istiyorum. bu yok oluşa neyin, neden sebep olduğunu bilmek istiyorum. belki de öldün kaldın da yok oldun hayatımdan onu bile bilmiyorum. ama ölüp kalmadıysan niye yok olmayı tercih ettiğini bilmeyi hak ettiğimi düşünüyorum. ne oldu da seninle oturup saatlerce konuşabilmekten mahrum kaldığımı bilmek istiyorum. hayatın çok kısa ve sağ gösterip sol vuran bir şey olduğuna bu son olayla kimbilir kaçıncı kez şahit olmuşken, merak ettiklerimi öğrenmeden gitmek istemiyorum. kafamda soru işaretleri kalsın istemiyorum. bana bir şekilde çok detaylı bir açıklama borcun olduğunu düşünüyorum. belki mektubunu noel babanın çuvalına koyar gönderirsin. bekliyorum.