günlerdir twitter'ın, youtube'dan takip ettiğim haber kanallarının ve instagram'ın karşısında katıldım kaldım. çaresizlik, bir şey yapamamanın verdiği vicdan azabı kalbimi sıkıştırıyor. bu kadar acıyı nerelere nasıl sığdırıp, nasıl üstesinden geleceğiz. sadece o bölge ve o bölgedeki insanlar değil, hepimiz yıkıldık. depremi haber aldığımız ilk andan beri içtiğimiz su, yediğimiz yemek, uyuduğumuz uyku, içinde oturduğumuz ev boğazımıza diziliyor. aklımız hep oradakilerde, hep bir suçluluk hissi. bütün bunların üstesinden nasıl geleceğiz? nasıl geçecek bu hisler?
bugün burada gazimağusa voleybol takımında olup depremde enkaz altında kalan o gencecik çocukların cenazesi vardı. sabahın erken saatlerinden beri şehirde garip bir ölüm sessizliği hüküm sürdü. sokaklardaki o klasik cuma kalabalığından eser yoktu ve bir çok işyeri "yasımız var, kapalıyız" yazıları asılarak, açılmamıştı. koca şehir bir oldu, yas tutuyor giden gençlerine.
evet yasımız var...hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve bir çoğumuz için bazı şeyler bir daha açılmamak üzere kapandı. başımız sağolsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder