*otursam neredeyse yarım asırlık ömrümde kaç tane seçimde oy kullandığımı hesaplarım ama şu üşengeçlik huyum mani oluyor. hiçbir seçimde bu seçim gibi heyecanlanmadım ve politika ile bu kadar ilgilenmedim. ancak sonuç koskoca bir hüsran oldu. çabamıza sağlık diyeceğim de ne dersem diyeyim içimdeki o koskoca boşluğu ve umutsuzluğu dolduramayacak. seçim öncesinde ve sonrasında olan bütün rezilliklere, vurdumduymazlıklara, çıkar hesaplarına ve üç kağıtlara bakınca değiştiremeyeceğim şeyler için çabalamayı bıraktım. benim gönlümdeki partinin yakın zamanda kayda değer bir şey yapabilmesi, şu anki konjonktürde belirgin bir yer edinebilmesi pek mümkün değil. durum böyle olunca onlara hep destek tam destek ama ben kendi küçük dünyamda yaşamaya devam ederim arkadaş. muhtemelen daha önce de geldim ve sonra da geleceğim bu dünyaya ama şu anda bilebildiğim bu hayatta artık kendi kişisel mutluluğumu ön plana alıyorum. ülke diyebileceğim bir ülkem yok diye hissediyorum ve bundan sonra nerede karnım doyuyorsa ve mutlu olabiliyorsam orası benim kendi küçük ülkem. yarım asırlık ömrümün pardon neredeyse yarım asırlık ömrümde farkına varmayı başarabildiğim en önemli şeylerden biri şu oldu: mutlu olmayı istedikten sonra çöp tenekesinde bile mutlu olunabileceği. mesele bakış açın. bu kadar basit.
* sallan yuvarlan koskoca bir dönem daha bitti. bu ikinci dönem ilki kadar keyifliydi. öğrencilerimin çok büyük kısmı bileklerinin hakkıyla çatır çatır çalışıp geçtiler. canlarım benim ya; vedalaşırken hepsi "iyi ki varsınız hocam" dedi. ne güzel bir şey birileri için "iyi ki" var olabilmek.
* hayat ne komik; ben birileri için "iyi ki "var olabilmeye can atıp, "iyi ki" var olamazken hiç düşünmediklerim için "iyi ki" var olabiliyorum.
* aslında bana "iyi ki varsın" ya da "seni seviyorum" diyenlere şunu sormak isterim hep: "neden? neden senin için iyi ki varım?" ya da "neden beni seviyorsun?". sadece diğer taraftan nasıl gözüküyorum onu bilmek istiyorum.
*neyse bildiklerim, bilmediklerim ve hatta bilemediklerim şimdilik bir kenarda dursun. uzun bir süre tek istediğim, elimde kitabımla bir yerlerde yatıp durmak...bir de bu yazın unutulmaz harika bir yaz olmasını bekliyorum o kadar. çok bir şey değil sanki.
2 yorum:
Kendi küçük dünyalarımızdaki mutluluk arayışlarımız :) Evet hepimiz aynı noktaya geldik sanırım, bizim kuşak böyle idealist, tek başımıza değirmenlere karşı savaşırız sanıyoruz ama o değirmenler birer metal kent olmuş hani MadMax'teki misali, artık savaşılacak yeri kalmamış.... Umutsuzluk değil de sanırım farkediş... Yeniden yapılanma...
Ben seni tanımam etmem Karga ama seviyorum, nedenini söyleyeyim, bence ufak ayrıntıların var mutlu oluyor ve gösterirken de mutlu ediyorsun, aaa gerçekyten dedirtiyorsun karşındakine ve birlikte gülme fırsatı yaratıyorsun :) Okuduklarımdan bu kadar tanıdım, bilmem ne dersin :))
Güzel bir yaz dönemi dilerim!
haklısın Ceren'cim...bizimki bir farkediş. artık yaşadığımız dünyanın bizim büyüdüğümüz dünyadan çok farklı olduğunun ve hiç bir şeyin asla eskisi gibi olamayacağının farkedişi. kabulleneceğiz mecburen.
umarım günü birinde karşılıklı oturup vakit geçirebilme ve bir nebze de olsa birbirimizi tanıyabilme şansımız olur. okudukların kadarı ile benim için yazdıkların gerçekten hayatımda benimiçin yapılan yorumların en güzeli olmmuş. birilerine "gülme fırsatı" sunabiliyorsam ne mutlu bana. zoru başarıyorum demek. insanları ağlatmak, sıkmak, bunaltmak ve hatta bıktırmak çok kolay ama nasıl insan beyni otomatik olarak kötü şeyleri çok rahatlıkla düşünüp, pozitif düşünmekte zorlanıyorsa, gülmekte, sevmekte, rahat hissettirmekte, mutlu etmekte de o kadar zorlanıyor. gülelim ve sevelim ya bu dünyada gerisi yalan bence.
seviyorum seni :))
Yorum Gönder