Küçükken Agatha Christie romanlarını okumaya bayılırdım. Gerçi hala elime geçen tüm dedektif romanlarını severek okuyorum da konumuz bu değil. "On Küçük Zenci", en sevdiğim Agatha Christie romanlarından biriydi. Kitapta bir tekerleme vardı. Şimdi tam metnini hatırlamıyorum ama genel olarak ondan geriye doğru sayarak küçük zenci biblolarının kırılıp yok olmaları ile ilgili idi.
Bugün bu tekerlemeyi tekrar hatırladım çünkü bu sene babamdan başlayarak etrafımda tanıdığım birçok kişi on küçük zenci gibi yok olmaya başladı. Bugün de A. amca gitti. Benim çok ama çok sevgili arkadaşım İ.'nin babası. Deli dolu, zıpkın gibi, fişek gibi bir adamdı A. amca. Uzun boylu, yaşını hiç göstermeyen, bana "Easy Rider"daki Dennis Hoper'ı hatırlatan, hala içindeki delikanlıyı canlı tutabilmiş, bir iki sene önce geçirdiği kalp ameliyatına rağmen hala karavanı ile tek başına güneye gidebilecek kadar cesur biriydi.
Bu kadarmış işte...
O da gitti geriye kaç küçük zenci kaldı acaba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder