Bugün yıllık iznimin ilk günü ya, herşeyi askıya aldım kendimi şımarttım. Sabah sevgili ve kovalamaca oynayan kedilerim yüzünden erken kalktım. Hazır erken kalkmışken şöööle sallana sallana bir kahvaltı yaptım. Ardından evin karşısındaki yeni keşfim olan çılgın ekip tuna ve fatoşa gittim, bakım yaptırdım, kendimi parlattım.
Arkasından ver elini karşı yaka. Bugün bir keşif yaptım. Sanırım bende fil hafızası var. Şimdi efenim Bomonti'de "fırın sokak" diye bir yer var. Daha önce iki kere taksi ile gitmeyi deneyip taksicilerin bile bulamayıp, sokak aralarında kayboldukları bir yerde bu fırın sokak. Senede bir ya da iki kere yaptığım çevirinin ücretini elden almaya gidiyorum buraya. Bugün dedim ki kendi kendime "Şişli'de insem bulurum ben burayı gidince, hasbel kader sora sora bağdat misali" ve yallah atladım otobüse. Otobüslerde bir rahat bir rahat bu aralar, istanbul boş ondan herhalde ( şimdi zafer bey eğer bu yazıyı okursa, otobüslerin neden bu aralar rahat olduğunu belgeleri ile kanıtlar. zafer bey kim mi? e biraz benim yazılarımı ve yorumları karıştırın bakalım!!!). Neyse indim bir durakta önce sağa döndüm ama içimden bir his sola dedi, dinledim. Hayal meyal bir merdiven hatırlıyordum onu da buldum, sonra kaldırım hizasından aşağıda temizlik malzemesi satan bir dükkan, köşede hayatımda görüp görebileceğim en abuk kıyafetlerin satıldığı yer derken bir baktım, fırın sokağa gelmişim. Kendi kendimi tebrik ettim sonra yallah yine otobüse, atladığım gibi doğru hamama.
Bu hamam olayını anlatmadan önce bir noktayı aydınlatmak gerek galiba. Şimdi bizim ailede annem ve anneannem temizlik hastasıdır. Her pazartesi, çarşamba, cuma, cumartesi ev süpürülür, silinir. Eğer yazlıktaysak bu iş hergüne ve neredeyse saat başına çıkar (İşte kapı baca açık, rüzgar, toz vs. gibi nedenlerden dolayı ) ve bizde herşeyin bir kuralı vardır. Bunları daha sonra okursunuz bu da ayrı bir konu. Neyse efenim, yıkanmanında kuralı vardır bizde. Önce saç baş üç kere şampuanlanacak, sonra keselenilecek ve sabunlanılacak (istanbul lehçesi ile liflenilecek). Bu ritüel bizim beynimize güççüçük veletken itina ile kazılmaya başlandı. Hatta daha etkili olabilmesi için anneannem bize şöyle derdi; "iyi keselenin ha yoksa kir kuyusuna gidersiniz" ve su giderini gösterirdi. Ben uzun yıllar kendimi kıpkırmızı edinceye kadar keselenip durdum her banyoda. Bunu yaparkende gözüm hep kir kuyusuna giden yolda yani su giderindeydi. Her an ordan çıkacak kara bir zebanini "olmadı! iyi keselenemedin, yallah kir kuyusuna" diyeceğini düşündüm durdum. Daha sonra yıllar geçti ben eşşek kadar oldum, banyolar hergün sabah akşam ve olabildiğince çabuk oldu, ben kir kuyusunu felan unuttum. Yalandan keselerle durumu idare ettim. Bu arada millet hamam sefaları yapmakta, şöle güzel böle güzel diye anlatıp durmaktaydılar. Ama ben hijyen takıntılı olduğum, öle herkesin oturduğu yere oturabilen basabilen biri olmadığımdan dolayı bu hamam sefaları benim bünyeye hep ters geldi.
Sevgili de çalıştığı yerdeki hamam ve kese olaylarını anlata anlata bitiremez ve beni de bunlara katılmam konusunda ikna etmeye çalıştı durdu, uzun bir süre ( bu ara sevgili bi tellak falan değil, onu açık seçik belirteyim). Ancak ben bu konuyu usta manevralarla,"aaa bak kuş geçiyor" gibi yöntemlerle savuşturdum, en azından bugüne kadar.
Bugün emrivaki yapıp bana bir hamam ve kese keyfi ısmarladı. Aman ne güzel şeymiş bu. Sıcacık suyun altında kabardı bütün kirlerim, keseci teyzede hamur gibi yoğurdu beni. Bir de şampuanla saçlarımı bir güzel yıkamaz mı! Eridim bittim. En son ne zaman biri beni yıkamıştım hatırlamıyorum bile. Pek iyi geldi, çok şımardım.
Bütün işlemler bitince de zencefil çayı ikram ettiler. Onu da içince "eee ben nerde uyucam şimdi?" dememek için zor tuttum kendimi ama bir kenara kıvrılıp horul horul sabaha kadar uyuyabilecek kıvama gelmiştim.
Şimdi eve geldiğimden beri habire koluma bacağıma dokunup duruyorum, gerçekten bir değişik oldu tenim. Hani beyaz dizilerde yazar ya, "kadife gibi teni vardı" diye, galiba bu tanımın nasıl birşey olduğunu buldum.
Evet şimdilik kir kuyusundan kurtuldum gibi.
6 yorum:
Ben de istiyoruuuuuum :))))
Biri ünleyivedi gari ismimi galibaa, hayırdır inşallah gece gece...Ecinciler mi?..Tahtaya vuram bari..otoboslaaa(r) yaz mevsimi neden boş oluveriiimiş dediler sanki...Belgesi,melgesi her bişeyciğini ister gibiydiler " Kemal Kılıçdaroğlu muyum ben yaf??"..Aaaaaa haspinallah :))
nasıl güzel anlatmışsın. benim de gözlerim kapandı kapanacak. hiç yapmışlığım yok bu sefayi yani sanırım denemeli bir.
Sndrfknella'cım, bir dahakine söz seni de götürücem.
Aaaaa zafer bey, olmadı şimdi.Bence Kemal Kılıçdaroğlundan bile dişlisiniz. Lütfen yani, bekliyorum cevabı, "istanbul neden bu kadar boş? millet nerde* ve ne zaman gelecekler? hayır bilelimde ona göre doya doya tadını çıkaralım.
Nalan selam, bence denemelisin bu hamam sefasını. Bağımlısı olacaksın, güven bana. Sevgiler...
Ben de, ben de, ben de...
:))))
İstanbul neden boş?..Hım düşüneyim bir!..Hımmm aaa hummmm..Buldum(evreka) bir kaç maddede toplamak lazım sanırsam:
1.)Muhtemelen sizin izin ay'ınız olduğunu bil'umum İstanbul'lu istihbar etmiş, Gamlıbaykuş
gamsız kesavetsiz İstanbul gezileri yapsın demiş olabilirler ya da "muhtemelen öyledir bence" yolunuza çıkmak istememişlerdir(neme lazım titiz bu hanım bize de titizlenir korkusundan..).
2.)Vallahi dün gece ben İstanbul'u terkettim fazla belge bilgi felan toplamış olabilirim,başıma birşey gelmesin diyerek(o yüzden İstanbul nüfusu bir kişi eksildi bakınnn "otobüsler ondan size boş gelmiş n'olabilir"..:P)
3.)Reca ederim hanfendi bu kedi,köpek benim çekiştirip durmayın veterinerime götürcem diyerek Allah Allah yaa sabır diyecek bütün hayvanseverler yolunuzdan çekilmişlerdir "evet evet bu olabilir"..Yoksa neden İstanbul havalisinde bulunan bütün kedi köpekler sizin veterinerde toplandı bilmiyorum? Orada kedi köpek konferansı falan olmadığına göre, sahi yaa??
4.)......vesair
....
Not:İstanbul'dan kaçtığım şey aman mecburi Tekirdağ hizmetim çıktığı için İstanbul neden boşalmış konusunu bu kadar inceleyebilmiş bulunmaktayım.İlgili ilgisiz herkesin dikkatine sunarım efen'im..
....................İmza zafer zapere
Ah tekrar not.Not not üstüne olunca iki katlı daha ferah oluyor(bizim yazlık gibi)..İlki gitmedi herhalde,tekrar bu yüzden gönderiyorum.Birinden birini silerseniz iyi olur.Tekirdağ'dan sevgi ve selamlar..
Yorum Gönder