11 Haziran 2010 Cuma

şişirilirken elden kaçan balon sendromu

Geçen gün ofiste -herkes çalışmaktan bunaldığından olsa gerek- emekliliğimize ne kadar kaldığını öğrenme sevdası baş gösterdi. Girdik internetten ssk.gov.tr'ye, baktık, daha ne kadar köleliğe devam etmeye mahkumuz öğrendik. Bende şafak 1150 yani yaklaşık dört senecik daha "aman ağam canım ağam" durumu söz konusu. Ondan sonra yaşımı doldurmayı beklemem lazım ki o biraz uzun. Yaklaşık 20 sene. Neyse netteki sayfadan bu emeklilik vs. durumlarına bakarken adımın yanında yazan 3 2 1 gibi sayılar dikkatimi çekti. "Acep bunlar nedir?" diye sorunca arkadaşım "hani eskiden ssk primleri 3 aylık periodlarda yatıyordu ya onlar" dedi. "Haaaa öyle miydi dedim?". Zira ben hiiiçbir zaman bu tip konularda ne nedir ne zaman ne ödenir ilgilenmemişimdir. Bilmem yani primmiş mirimmiş, ne kadardır neyden kesinti olmuş. Her ay bankaya yatana bakarım "Allah bereket versin" der çatır çatır yerim paramı. Ama bazı insanlar bordro insanı. Alıyorlar bordrolarını "hmmm hmmmm hmmm burdan şu kesilmiş, bu ay şu yatmış" diye çatır çatır okuyorlar. Bana o rakamlar Çince gibi geliyor, hiçbir şey anlamıyorum. Olur da biri feveran edip "aman da bu ay hata olmuş, şu kadar eksik yatmış" derse bende bordromu alıp "Kardeş benimkine de bakar mısın? Eksiklik var mı?"diye yandan yandan yengeç misali sokulup baktırıyorum.
Özeniyorum ben bu insanlara. Bunlar hayatta ne yaptığını bilen insanlar. Bunlar her zaman ne istediklerini bilmişlerdir. "Ben şunu okuyacağım sonra bu alanda master yapıp sonra da üç beş sene sonra şurada Ceo falan olucam" diyen insanlardır bunlar ya da "ben şu kadar sene çalışıcam sonra da şu hobimle uğraşıcam"diyenlerdir bunlar. Gözleri açıktır, hedeflerine ulaşmak için önlerine gelen aşamaları geçerler başarıyla, hayatta hiçbir şey gözlerinden kaçmaz. Hayatta boşa vakit geçirmezler. Ama ben öyle miyim? Ne gezer!!! Benim şişirilirken elden kaçırılıp pırrrttttt diye sesler çıkara çıkara havada bir sağa bir sola doğru uçan balondan ya da başı kesik tavuktan hiçbir farkım yok. Anlamsızca yalpalıyorum. Öyle bir "hebele hübele" durumum söz konusu. İnsanın iki sene önceki fikirleri ile şimdikiler bu kadar farklı olur mu? Yapmak istediği şeyler üç beş sene içinde farklılaşır mı? Bilinç aydınlaması böööle herkeslere geç gelen bir şey midir yoksa genlerimde bir Karadenizlilik durumu mu vardır acep? Bu şişirilirken elden kaçan balon sendromundan ne zaman kurtulacağım? Bilen varsa beri gelsin.

1 yorum:

Ballı Cimcime dedi ki...

Yok yok bazısında hırs biz içinde zerre hırs yaşımayanlardanız ondan oluyor.. Bu aralar havaların etkisi midir nedir herkes bir ssk.gov.tr'a uğruyor merak etmeyesin, benim de üç küsür yılım ve sağlıcakla ulaşacağım yaşlarım varmış:)) Sevgiler..