Hep diyorum ya zaman acımasız bir hızla geçiyor. Ne zaman olmuş ya da oluyor bilemeden, bir bakmışız hiçbirşey eskisi gibi değil. Durun hemen telaşa kapılmayın yine bayık "ah zaman çabucak geçiyor, ben ne zaman yaşlandım" yazısı yazmayacağım. Allah'a şükür, henüz daha kaz ayaklarının oluşma safhasındayım, Mevla'dan geçme faslına gelmedim.
Neyse konumuz günümüz genç kızları. Bilmem farkettiniz mi, son dönem yeni yetme kızlarımız pek bir külhanbeyi. Bundan beş on sene sonra değil dayak atan beyler, dayak yiyen beylerin haberlerini gazetelerde okuyacağız gibi geliyor. Öyle bir konuşuyorlar ki sanırsınız, minibüs caddesinde minibüs şöforü birer Nebahat Abla bunlar (Hoş canım Nebahat Abla bile leydi kalır bunların yanında).
"Bana bak, ....tırtma birandan. Hemen aşağıya iniyorsunuz, yokuşun altında sizi bekliyoruz. Gelin hemen!!!!"
"Lan, oğlum! Dedik sana dimi hoca yok yazacak diye."
"Gerizekalı, o.... çocuğu, niye benim kitaplarımı getirmedin?"
"Lan, çek kafanı, tahtayı göremiyorum!"
Bunlar birebir tanık olduğum konuşmalar. Bir de bu konuşmaları, sigara paketini ortaya erkek gibi sertçe atan, kollarını yanlara doğru aça aça yürüyen, sandalyede kollarını geriye doğru atıp dayı dayı oturan hanım!!! kızlarımızın görüntüleriyle birleştirin. Hoş değil!
Son yıllarda gerek görsel gerek yazılı medyada verilmeye çalışılan, kariyer yapan, çocuk yapan, güçlü kadın imajında bir yerlerde hata yapıldı sanırım. Güçlü olmak, kendini ezdirmemek, erkeğin yanında ezik! kalmamak demek, böyle davranmak demek değil bence. Ya anlatılmak istenilen tam anlatılmadı ya da ebeveynler mi yoksa hanım kızlarımız mı kim olduğunu bilmiyorum, birileri verilen kodlamaları yanlış anladılar. Kadın olmanın ötesinde güçlü, ayaklarının üstüne basan, etrafında olup bitene hakim, sorgulayan, okuyan, farkındalığının farkında olan birey olmakla, erkek gibi davranarak, sigara içerek, içkinin dibine vurarak, yanlış yerlerde yanlış hareketlerde bulunarak, ulu orta küfür ederek, külhanbeyivari tavırlarla yürüyerek kendini ezdirmeyen, ezik!! olmayan birey hali karıştı. Ha ben zamanında içkinin dibine vurmadım mı, küfür etmedim mi? Yaptım hepsini. Deli gibi sarhoş da oldum küfür de ettim ama hepsinde bir sınır vardı. Ne lisedeyken ne de üniversiteyken erkek arkadaşlarımızla konuşmalarımızda hal ve tavırlarımızda bir sınır vardı. Hareketlerimize dikkat eder, nerde nasıl davranmamız gerektiğini ölçüp biçerdik. Hanım hanımcıkmıydık? Yoo, ne hanım hanımcıktık, ne de ezik. Sadece yerimizin bilincindeydik.
Ahlak bekçiliği yapmak değil, niyetim. Sonuçta herkes gençken bazı şeylerin kontrolünü kaçırıyor. Bu genç olmanın gereği ve genç olmak gerçekten dünyanın en güzel şeyi ama herşeyin bir yolu yordamı var. Benim anlatmak istediğim bu. Karşılaştığım böyle külhanbeyi genç kızlara dilim döndüğünce ve bazen yeri geldiğinde gayet açık ve net bazı şeyleri karıştırdıklarını söylüyorum ama bütün söylediklerim bir kulaklarından giriyor ötekinden çıkıyor. Son moda ebeveynlik gereği kendini ezdirmeyen, hakkını arayan, dayak yemeyen evlat mantığının çöküşü yukarda anlattığım hanım kızlarımızın ahval ve şeraitleri. Biz orta yaşlılara düşense ağzımız bir karış açık geleceğimizi emanet!! edeceğimiz gençlere bakakalmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder