14 Mayıs 2012 Pazartesi

vasiyet

Hayat bu ne zaman neyin olacağını önceden kestirmek pek mümkün değil malümunuz. Bugün varsın yarın pat yoksun. Bir varmış bir yokmuş boşuna dememiş atalarımız.
Dün gece aniden, iç organlarım yer değiştirmeye kadar verdi. Midemle kalbim yerlerinden memnun oladığını beyan etti, bağırsaklarım memnuniyetsizliklerini kasılarak belli etmeye karar verdiler ve tüm bu hayhuyun içinde çıkan kocaman bir gaz bulutu bana uzun süreli bir gaz sancısı yaşattı. Önce "gazdır geçer" diye kendimi avutmaya çalıştıysam da, iç piyasaya sürülen, siyanürlü tavuklar aklıma gelip, kesin siyanürden zehirlendiğime ve iç organlarımın patladığına kanaat getirdim. Gecenin bir vakti bir yandan kasılarak bir yandan da "organlarım patlarsa acaba nasıl ses çıkarırlar?" diye bekleyerek yattığım koltukta, tavana bakarken insanların arada vasiyetlerini yazmaları gerektiği aklıma geldi. Evet, insanlar ara ara vasiyetlerini yazmalılar. Ömürleri yeterse her beş yıllık periodlarda arkalarında kalacak kişilere sevgilerini, kalan malk mülkün dağıtımında neyi arzu ettiklerini bir kenara çiziktirmeliler. Böylece hem kendilerinin gözü açık gitmez hem de geride kalanlar ne yapacaklarını bilirler.
Şimdi ne yalan söyleyeyim babam aniden ölüverdiğinde geride bize bir vasiyetname bıraktığını düşünmüş, uzun bir süre annemin bu vasiyetnameyi bulup, filmlerde olduğu gibi bizi noter huzurunda babamın yazdıklarının okunmasına davet edeceğini beklemiştim. Kaç yıl oldu daha bir tık yok. Ya babam iyi bir yere sakladı vasiyetnamesini ya da annem hiçbirşey bulamadı. Tabii babamın böyle birşey bırakmamış olması da kuvvetle muhtemel. Ama işin açıkçası babamın bizim için birşeyler çiziktirmesini isterdim. Yok öyle şu malım şuna, arabam buna gibilerinden şeyler değil de bizimle ilgili neler düşündüğünü bir yerlere yazsın isterdim.
"Karga kızım, sen bir baltaya sap olamadın. Paranı har vurup harman savurdun, yaşlılıkta işin zor. Aklını başına devşir ve ne olursun evlenip durma!" gibilerinden birşeylerin yazıldığı kağıt parçaları bir yerlerden çıksın dilerdim. Zira babam asla duygularını belli eden bir tip değildi.
Neyse ben ilk beş yıllık period hakkımı kullanıp ilk vasiyetimi yazıyorum. Şu anda öyle arkamda bırakınca aklımın kalacağı tek şey kedilerim. Onları tabii ki anneme bırakırım. En az benim kadar onlara iyi bakacağına eminim. Gerçi Kara kızım ilk başlarda ev değişikliğinden dolayı arıza çıkarsa da kısa sürede kendine uyuyacak iyi bir köşe bulur. Misket Fettah Can efendi oğlum ise zaten vakur ve kalendermeşrep olduğundan bir sorun çıkarmaz. Yalnız annemin kedi tüylerine alışması lazım. Bana gelince bile ilk başlarda pek bir homur homurdanıyor tüyler yüzünden. E ne yapalım artık benim anıma katlanır.
Kediler dışında evdeki eşyalarımın ve giysilerin falan filan bir önemi yok, ihtiyaç sahibi olanlar alsın. Yalnız yatağın altında günlükler var, onları Sndrfknella'ya söylemeli, hemen yaksın. İsterse önce okusun, sonra yaksın. Günlüklerin yanında resimler de var, geçmişten kalan, lüzumsuz kişilerle, boşuna geçen günleri gösteren, onları da yaksın. To do listim'e ekleyeyim de unutmadan söyleyeyim, Sndrfknella'ya.
Arabam da satılsın, annem zaten kullanmıyor araba. Eline de çok bir para geçmez ama yine de birazını bankaya koysun, ihtiyacı olan birşeye harcar. Belki de yazlıktaki eşyaları değiştirir. Kalan bir miktarı ile de begonvil fidesi alsın ve yazlığın bahçesine benim için diksin. Her sene istiyorum dikmek ama bir türlü denk gelmiyor.
Asıl vasiyet edeceğim önemli şeye geldi sıra. Valla geride kalanlar, allem etsin kallem etsinler, beni yaktırsınlar. İstemem ben öyle yerin yedi kat altında, klostrofobik ortamda yatmayı. Üstüm başım kirlenecek. En temizi, bir kibrit, püf! geriye kalan bir avuç kül. Ben zaten küçücüğüm, külüm de az olur benim. Neyse
-burası önemli!- kalanlar bizim yazlığa gitsinler, eğer yaz ise değilse yazı beklesinler, yaz ise benim yüzmeyi sevdiğim saatte akşam yedi civarı deniz süt liman olduğunda, kayığa atlayıp, denizin ortasına kadar gelip, küllerimin bir kısmını oraya bıraksınlar. Diğer bir kısmını ise boğaza bakan bir erguvan ağacının dibine gömsünler.
Te Alahım, bak sen şu ani gelen gazın bana düşündürdüklerine ya mide kanaması falan geçirseydim ne olacaktı acep.

4 yorum:

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Şekerim,
Yapma yahu. :(
Hadiiii!!!...

zapere dedi ki...

Dur bea, sıranı bekle. Ne bu acele? :)

Elektra dedi ki...

geçmiş olsun:) bayaa bir zorlamış ki bunları yazdırmış sana. bu kadar sade bir vasiyet iyi bir hayat da demek aslında.boşver. mala mülke fazla da bağlanmadan yaşamış olmak demek - züğrt tesellisi? yok canım... ama şu yakılma işinde yanındayım. aynen katılıyorum. beni de yaksınlar. hoş bunu hakan'a mesela söylediğimde sıkı bir küfür yiyorum. yapamayacğım şeyleri niye yüklüyorsun ana diyor. e o da haklı. ne yapsak ki?

MAZES dedi ki...

beni düşündürdün,iyi fikir vasiyetname ara sıra yapmak.her şey geçer,her şey unutulur ,sadece bir köşede acı kalır.