17 Mayıs 2012 Perşembe

röntgen

Pazartesi akşamı cnbc-e'de Matrix'i izledim. Kaç sene oldu bu film çekileli ama hala kendimize hep aynı soruyu soruyoruz: çemberin içinde miyiz yoksa dışında mı? hangisi iyi? Hiçbirimiz bulamadık bu sorunun cevabını. Belki de bir cevap yok ya da herkesin cevabı kendine ve hayatını verdiği cevaba göre şekillendiriyor.
Yıllar önce izlediğim bu filmi tekrar izlerken bir yandan aynı soruyu tekrar tekrar kendime sordum bir yandan da ajanların, Neo'yu ve diğer asileri yakalayabilmek için aniden etraftaki kişilerin kimliğine bürünmelerini izlemek aklıma birşeyi düşürdü.
Filmde ajanlar, bir anda su gibi karşılarındaki kişilerin yerine geçip onların görünümlerinin altına saklanıp asileri kovalıyorlar. Ben de keşke bunu yapabilseydim. Ajan falan kovalamak değil niyetim sadece karşımdaki kişilerin röntgenini çekmek istiyorum çünkü bu günlerde herkesin birden fazla maskesi olduğuna ve kimsenin yüzde yüz dürüst olmadığına fena halde kafayı takmış durumdayım. Nasıl gökyüzü ya da yeryüzü yedi katsa insan da yedi katlı. Bizim gördüğümüz bir katın yüzde biri bile değil belki. Herkes konuşurken ya da hayatın içinde görece normal davranırken ne kadar dürüst acaba? Karşısındakinin yüzüne gülerken acaba içinden "allah seni kahretsin" diyor mu? Yoksa "canım cicim"lerin içi ne kadar dolu? İnsanın ağzı gerçekten dudaklarından ve içinden döküleni mi yansıtıyor yoksa ağız ve beyin birbirinden bağımsız mı çalışıyor? Bunları bilmek istiyorum. Karşımdakinin içine girip damarlarında, kaslarında, beyin hücrelerinde, kanında kısacası vücudunun her hücresinde dolaşmak istiyorum. Benliğinin yedi katının tozunu attırmak istiyorum. Ne elde edeceğim herşeyi bütün çıplaklığıyla görünce ne olacak bilmiyorum. Belki herşeye yeni baştan başlayacağım o kişilerle. Çok kandırıkçı çıkarlarsa gemiden atılan fazla yükler gibi onları da hayatımdan atacağım. Belki de gördüklerim onun samimiyetine yenilecek ve "boşver yahu" diyeceğim "ben seni olduğun gibi seviyorum", o kişileri daha da çok seveceğim. İş ki içlerine girebileyim.

1 yorum:

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Kargam,
İnsanlar kendi içlerinden, akıllarından geçenin geçenin tam olarak bilincinde olsalar, eyvallah! Bu dediğin iyi olur da... :)
Bence, biz bazen kendimizin ne düşündüğünü bile anlayamıyoruz.
Öyle...