"balkona dönüp kahvemi bitiriyorum.
sigaramı söndürüyorum.
cüzdanımı ve telefonumu almadan, üzerimde takım elbisem, cebimde sadece küçük bir defter ve bir kalem, işe gider gibi ama işe gitmemek üzere kapıyı çekip çıkıyorum.
her şeyi terk ediyorum.
o hayatı terk ediyorum.
kendimi terk ediyorum.
daha önce defalarca arabayla, taksiyle, otobüsle, metroyla aştığım sokakları, caddeleri, bulvarları, kavşakları bu kez adım adım, yürüyerek geçiyorum. Yokuşlar iniyor, yokuşlar çıkıyorum. Mahalleler ve otobanlar ve mahalleler ve otobanlar arasına sıkışarak yayılmış şehrin içinde, kendi sıkışmışlığımdan sıyrılmak ve bambaşka bir hayata ya da ölüme, emin değilim, yayılmak üzere yürüyorum.
bir an için olsun dönüp de arkama bakmıyorum. önüme de bakmıyorum. sadece ayaklarıma bakıyorum. ayaklarım, şimdiki zaman.
geride kalanın ne olduğunu düşünesim yok. önüme çıkacak olanın ne olduğunu da. geçmişi ve sonrayı yok sayan zihnim sadece şimdiki zamanda.
her şeye gerçekten sahip olabildiğim tek zaman. benimle soluk alan, benimle var olan, benim olan tek zaman. hep içinde durabildiğim, gerçekten ve gerçek halimle var olabildiğim şimdiki zaman, şu an." **
**Başkalarının Tanrısı / Mine Söğüt
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder