yılın 360 günü günlük güneşlik Urfa'da fırtına ve sağanak yağıştan ortalığın birbirine girmesi benden başka kimin orda bulunduğu zamana denk gelebilirdi ki????. çöle gittiğimde de kutup ayısı beni bulursa hiç şaşırmam.
sabırda bir dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerlediğim şu son yıllarda, istikrarımı bozacak kadar anlamsız uçak rötarlarına aşina olduğum zamanları hiç de özlemediğimi bana hatırlatacak kadar uzun bir rötar yedikten sonra sanırım yaşlılığın bir emaresi olacak; iki gün bile uzak kalsam deli gibi özlediğim yatağıma resmen balıklama atlayıp, içinde yayım yayım yayıldığım sırada, yorgunluktan ve uykusuzluktan kapanmak için yalvaran göz kapaklarıma inat beynim, mühendis bir babanın kızı olarak (ki bu arada herhalde mühendis bir babanın kızı olduğu anlaşılmayan tek insan benim) şansımın ve hayatımın matematiğini kurmayı bilemeyecek kadar beceriksiz olabilmeyi nasıl başarabildiğime akıl sır erdirmekle meşgul olmayı seçtiği için saatlerimiz 02:46'yı gösterdiği halde gözlerim cin gibi açık, tavana bakarak yatıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder