3 Temmuz 2023 Pazartesi

göç

 


topu topu sekiz günlük kısa bir tatil için geldim; sabaha karşı da dönüyorum. ancak bu sefer nedense çok ama çok uzun bir tatilmiş gibi geldi bu tatil. sanki aylardır buralardaymışım gibi hissettim. bu aralar hele hele son iki gündür hiç doğru dürüst uyumuyorum. kalan iki kedimi götürme stresinden uyuyamıyorum. "veterinerin verdiği ilaç işe yarayacak mı?", "kargo bölümünde gitmek bir soruna yol açar mı?" vs vs gibi deli deli sorular hatta ve "hatta evde köpeği görünce ne yapacaklar, hepsi ile nasıl baş edeceğim", "ya anlaşamazlarsa ne yaparım" diye düşüne düşüne sabahı ediyorum son bir kaç gündür. gün ağarınca da uyumaya fırsat olmayınca kafam dumanlı dolanıyorum ortalarda. 

bugün İ.'cim annesine yatak bakmak için yataş'a girdiğinde ben de yatak camiasındaki gelişmeleri yakından öğrenmek amacı ile bir kaç yatağa baktım; dükkan sahibi "isterseniz uzanabilirsiniz" dedi. "valla"dedim "uzanırım uzanmasına da siz beni bir kaç saat sonra kaldırırsınız; en iyisi hiç uzanmayayım". 

malum yaşadığım mağusa gelişmekte olan şehrinde manikür, pedikür vs işlerini (valla ya bu tip işleri bile) yapan doğru dürüst insan olmadığı için gitmeden o işleri de halledeyim dedim. kuaförün koltuğunda uyumama ramak kaldı. yarın havaalanından eve giderken ayvayı yedim resmen; belki uçakta uyurum birazcık. 

yine çok hızlı ufak zaman aralarına sıkıştırılan ama çok iyi gelen görüşmeler oldu. mesela dün bay T. geldi. kendisi master tezini bitirdiği ve çok başarılı bir sunum yaptığı için pek bir rahat. akşamüzeri cadde'de yürüyüşe çıktık. bir türlü oturacak yer beğenmedi sonra kırk yıl düşünsem orada oturmak isteyeceğini bilemeyeceğim cadde'nin müstesna italyan restoranı strada'da oturmak istedi. türk kahvesi diye oturdu, su içti, ben güzel "London Eye"isminde bir kokteyl denedim. ne zamandır bu restoranda oturmak istiyordum ama hiç tahmin etmediğim biri ile oturup, bir şeyler içme fırsatım oldu. hayat valla çok acayip; resmen neye niyet neye kısmet. 

son bir kaç gelişimde bir türlü Ekmekçikız ile görüşemiyorduk. bu sefer kendisini görmeden dönmek istemedim. kısa bir mola ve soğuk bir maden suyu içimi kadar sohbet ettik; daha çok ben biraz anneannem üzerinden yaşlılık vs konusunda bıdırlandım. 

biraz önce çantaları toparladım. her gelişimde aynı şey. az eşya ile gelip bir ton şeyi götürüyorum. eminim kavimler bile benim gibi göç etmemiştir. gazam mübarek olsun. 

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Günaydın inşallah kedileri rahat götürmüşsünüzdür merak ettim kedi sever olarak. Hülya

Sadece C. dedi ki...

sevgili karga sen bu yorumu okuduğunda umarım kediler eve sağ salim varmış, köpekle hır çıkmamış, sen de huzur içinde bir gece geçirmiş ve uykunu alıp dipçik gibi hayata geri dönmüşsündür :))
london eye hiç duymamıştım ve gerçeğine de benzetemedim yahu umarım tadı iyiydi diyeyim bari, nedir o üstündeki şeyler ayrıntı istiyoruz! ekmekçi kızla buluşmak insanın iç çakralarını nasıl açıyor ama değil mi, birden böyle içinde ne varsa döküyor insan, kendisi ikinci bir meslek olarak terapistliği denese yeridir :)) neyse evine hoş geldin kısaca. bakalım senenin ikinci yarısı neler getirecek..

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Ay o kuaför ve manikür koltuğu uyku basmaları müthiştir! Her zaman uyku basar beni, ben "çok sıkıldığım için zaar" diyordum, bir kuaför durumu kendine yonttu, "aman ne efendim ne mutlu bize, demek o kadar rahat hissediyorsunuz" filan deyiverdi. :))
Rahat ve salimen gittiğinize çok sevindim, şimdi kolayca alışır umarım çocuklar.:)