20 Nisan 2011 Çarşamba

işin yoksa bir de buna dertlen



Ne güzel hiç bulaşmamıştım. Canım Ailem bitip Ezel de sapıtınca dizilerle hiç işim kalmamıştı. Her hafta fragmanları izleyip zaten varolan diziler hakkında konuşacak ve ana olayları takip edecek kadar fikrim oluyordu. Sonra ne olduysa annem beni ziyarete gelip damardan dizileri yükleyince en fazla dozu "Öyle bir Geçer Zaman ki" den aldım. Şimdi her salı koştura koştura televizyonun karşısına oturur, ağlamaktan bir kutu selpak bitirir oldum. Oldu mu şimdi? Olmadı tabiii! Artık işin gücün yoksa kendi dertlerime bir de Cemile'nin, Berrin'nin, Mete'nin ve Aylin'nin dertleri eklendi. Hele dün geceki bölümünde sonra şimdi kara kara düşünüyorum. Eski kocası tarafından tecavüze uğrayan Cemile eskisi gibi içten gülebilecek mi yoksa kafayı mı yiyecek yoksa bir hiç uğruna evlenmekten vazgeçtiği Balıkçı ona sonsuza kadar sırtını döndü mü? Mesude'yle evlenmeye karar veren Soner'in bu kararını duyan Aylin intihar mı edecek? "Kocalık vazifesini" (ya bu arada kocalık vazifesi sadece kadını yatakta mutlu etmek midir? Kocanın tek vazifesi o mudur? Aydınlatın beni?)yapamayan kocasıyla mutsuz mutsuz mu yaşayacak yoksa intihar mı edecek? Sevgilisi katil olan Berrin kafayı mı yiyecek yoksa aşkını kalbine gömüp iyi bir avukat mı olacak. Bu dizinin sonu iyi bitecek mi yoksa her zaman ki gibi iyiler mutsuzluğa mı mahkum olacak. Bir bilen yok mu? ya da bu dizinin senaristini tanıyan yok mu? Senaristi tanıyan varsa lütfen onunla tanışayım.
Ahhh ahhh eski güzel günlerde ben böyle dizilerden habersiz yaşarken hayat ne güzeldi!!!!

Hiç yorum yok: