"Tabağın içine vuran güneşle peynir artıkları yağ salmıştı. Kedi atladı masaya, ekmek kırıntılarına basmadan süzüldü, artık peyniri, yağı gövdeye indirip masanın güneşli köşesine uzandı. Bir kedi her zaman güzeldir. Açlık, tokluk, aşk, nefret tanımayan sürekli bir güzellik. Tante Rosa buzdolabını açtı. Bir kavanoz ekşi yoğurt buldu, batı denen uygarlık bu işte, buzdolaplı açlıklar var burda. Ekşi yoğurttan bir kaşık aldı, burnunu tutarak yuttu. Yoğurdun, peynirin küflenmişi iyidir de etin, balığınki kötüdür diye düşündü. İyi ki balığım, etim yok, yine de sevinmek zor. Pencere camının kirleri sabah yağan yağmurla parmak parmak akmış. Bir zebra kürkü gibi, güldü Tante Rosa, şimdi bir zebra kürkünün ardından sokağa, karşıdaki parka bakıyorum. Park denince sevgililer gelir akla, doğrudur, ama park denince sevgilileri düşünmek zor. İyi pişmiş bir domuz pirzolasının kulağa hoş sözler fısıldaması zor. Sokaktan ayıklar, sarhoşlar, açlar, toklar, güzeller, çirkinler geçiyor. Sarhoş olunur, ama sokakta sızılmaz, aşık olunur ama sokakta yatılmaz, doyulur ama sokakta sıçılmaz, sokak gelip geçmek içindir...İşte hep böyle saçma sapan cümleler aklında Tante Rosa’nın. O buna açlık diyor. İşsizlik ve parasızlık. Üstelik bu ikisinden de korkmamak, telaşlanmamak, hep bulurum bir yolunu rahatlığı (...)”
Bugün elimde Tante Rosa var. Tezimle ilgili olarak tekrar döndüm onun sayfalarına. Ne kadar güzel yazmış Sevgi Soysal bir kadının kendi istekleri ve düşleri doğrultusunda var olma çabasını. Ben Tante Rosa'da biraz kendimi gördüm. Ama umarım sonum onun gibi olmaz. Okumadıysanız şiddetle tavsiye ederim.
1 yorum:
Kargacım az önce yazdığım yorum nereye gitti anlamadım, belki iki kere yazmış olacam ama yazıcam yine de.
Cambo'yu okuyunca "Aaa İstanbul'da da varmış" demiştim ama meğer zamanında komşuymuşuz biz. Şu anda geçici olarak kaldığım baba evim hemen Yardımsevenler Yurdunun yanından inen merdivenin bitiminde, karşıda. Çok ilginç, belki de zamanında rastlaştık bile biryerlerde:))
Ekmekçiden sonra benim de komşum oldun bak:))
Yorum Gönder