11 Şubat 2013 Pazartesi

hop bir ki üç

İşte geldim burdayım, ben bu işte ustayım demeyeceğim. Yeni bir hafta geldi, hoş geldi, bakalım nasıl geçecek. Şöyle önümüzdeki haftaya baktığımızda atlatılacak bir 14 Şubat geyiği ve Amerikalılar'a Tükçe dersinin sondan bir önceki dersi var. Yani yarın sabah onbir kırk itibariyle haftanın stresi kısmi olarak atlatılacak. 14 Şubat için stresli miyim? Yok canım niye olayım, sevgilim olduğundan ya da onun bu güne özel pastırma çemeni sürülmüş bonfile istemesi (tövbe yalebbim, sevgili de başka isteyecek birşey bulamadı ama yapacağız bir şekilde. İstek önemli yerden geldi sonuçta) falan değil stres yapan. Her sene insanların bu günle ilgili harcama yapılmaya itilmesi beni geriyor. Bu durum şey gibi, "yılbaşında mutlaka eğlenmelisin yoksa tüm sene kötü geçecek!" duygusunun alttan alta verilmesi gibi birşey. "Sevgilinle birşeyler yapmalısın yoksa ilişkine zarar gelir, onun/senin  seni/onu  ne kadar sevdiğini göstermenin yolu bugün" gibi saçma sapan birşeyi alttan alta veriyorlar insanlara. Neyse biz uzaktan bütün bu olan biteni seyrediyoruz, iyi de oluyor. Evet, an itibariyle derse geç kalmak üzereyim ama çok da fifi.

Hiç yorum yok: