Geçen hafta olduğu gibi tatildi. Her tatil gibi çabucak geçti. Bu duruma alıştım artık ne tatil bekliyorum ne de bitecek diye günleri sayıyorum. Saya saya tatiller, günler hayat bitiyor.
Tatil bitti ama ben deli gibi yorgunum. Yok öyle deli gibi dolaşmaktan falan değil. Aksine tatilde hiçbirşey yapmadım; genelde hep evdeydim, evde işlendim. İşlenmekten de değil yorgunluğum; ben zorunluluklardan yoruldum.
Yatmak zorunda olmaktan, uyumak zorunda olmaktan, giyinmek zorunda olmaktan, yemek zorunda olmaktan, çalışmak zorunda olmaktan, kart ödemek zorunda olmaktan, okumak zorunda olmaktan, kilo almamak zorunda olmaktan, düşünmek zorunda olmaktan kısacası insan dair ne varsa onlara zorunda olmaktan yoruldum. Zaten zorunda olduğum zorunluluklardan ya da saçma sapan nedenlerle kendime koyduğum zorunluluklardan çok sıkıldım. Etrafıma baktığımda hemen herkes halinden memnun gibi. Memnun olmasalarda pek bi tevekküllüler, gidip geliyorlar. Her gün gözümü açtığımda kendimi gün sayarken buluyorum. 'bilmem neye kaç gün kaldı?', 'bilmem neye dört hafta kaldı!'. Böyle böyle yiyorum günlerimi. zorunluluklarımın içinde boğularak.
Neyse Aralık ayının ilk yazısı post tatil travmasından doğan pek bir depresif yazı oldu. Daha neşeli yazılara inşallah!
1 yorum:
Merhaba,ben de bazen, hayata bir ''es'' verebilsem keşke diyenlerdenim.Bugünlerde,bu gri havalar,yağmur,soğuk bu duyguyu biraz daha artırıyor sanki..
Bloguma konuk olursanız,önerileriniz varsa yazarsanız sevinirim.Selamlar :)
Yorum Gönder