14 Aralık 2012 Cuma

yine



Her pazar aynı şey oluyor son zamanlarda. Saati altıya kuruyorum, kalkar yürüyüşe çıkar, kahvaltı eder öyle işe giderim diyorum ama pazartesi sabahı alarm çalınca saati, önce 6:15'e sonra 6:30'a en sonunda da 6:45'e kuruyorum. Her kalkışımda 'Of Allahım, bu hafta nasıl geçecek yaeee!!' diye söylenerek kalkıyorum. Ne pozitif bir kalkış di mi??? Sonra böğrüme koskoca bir taşı basıp ardından yüzümü yıkamak için tuvalete giderken çalışmanın erdemleri ile ilgili özlü sözleri hatırlamaya çalışıyorum, hiçbir özlü söz bulamazsam ben kendim yaratıyorum; 'Çalışmak mutluluktur!' gibi mesela ya da hiçbirşey işe yaramazsa kazık kadar olmuş ama akılları ve ruhları beşinci sınıf bebelerinden farksız olan öğrencilerimin komikliklerini düşünüp kendimi motive etmeye çalışıyorum. Her sabah ama her sabah aklıma hep aynı şeyler geliyor. Kendimi hallice motive edip yollara düşüyorum. Ama işin komik tarafı şu ki nasıl geçer dediğim her hafta su gibi geçip gidiyor. Bir bakıyorum cuma gelmiş şimdi olduğu gibi bilgisayarımda vakit geçiriyorum.
Yaaa işte böyle ömür haftaların geçip geçmeyeceği üzerine kurulu. Aslında hiç dert etmemeli, gün yirmidört saat, ha sabah oldu ha akşam oldu derken bir bakıyorsun bitti gün. Şimdi önümüzdeki haftanın nasıl geçeceğini dert etmeden yılbaşı hazırlıklarına konsantre olmalı. Malum zaman yine yeniden 'yılbaşında çılgınca eğlenme zamanı!!!!'

Hiç yorum yok: