15 Ocak 2024 Pazartesi

rod


 gider ayak bana yamuk yapan 2023 ve akabinde 2024'ün ilk günlerinde bir şekilde umutkar olduğum bir olayın hiç beklemediğim bir şekilde hayalkırıklığı ile sonuçlanmasından dolayı sıkkın olan canım, her aynanın karşısına geçişte oldukça uzayan saçlarıma bakıp bakıp gıcık olma katsayısını arttırınca soluğu kuaförde aldım. burada bir parantez açıp belirtmek isterim ki biz kadınların canı böyle sıkkınken üç yerden (ki o yerler: fırın, pastane ve kuaför) uzak durmamız gerekir. sıkkın canımızın avaz avaz bağırıp, kendini oradan oraya atmasını görmezden gelmemiz, onu bir süre kendi haline bırakmamız ve dediğim bu üç yerden uzak durmamız gerekir çünkü o sıkkın canla bu yerlere girmemizin sonucu bizi hiç mutlu etmediği gibi mutsuzluk garantidir. 

neyse ben böyle sıkkın bıkkın huysuz bir ruh hali içindeyken gittim kuaföre, saçlarımı gösterip dedim "kes şunları allah aşkına". bir de modelle gittim, o modelle nasıl gözükeceğimi düşünüp düşünüp kendimi de gaza getirmiştim zaten günlerdir. gözüm hiçbir şey görmüyor ama ne zaman kuaför makası eline aldı dedim "dur...alıştıra alıştıra gidelim...sen çok katlı ama biraz uzun bırak.. öyle hemen kısalmasın saçlar" dedi "tamam...bu modeli de rahat kullanırsın". kuaförler, bankalar ve sigortacılar dünyanın en büyük yalancıları. size kanması güzel yalanlar söylüyorlar. kesti, üstüne bir de fön çekti. aynaya baktım var bir terslik ama sıkkın canım gözlerimi dağladı; saçlar kısaldı ya önemli olan o. saçlarımın hepsini kazıtmış olsam umrumda değil. eve döndüm, geçtim aynanın karşısına ama yok; içimdeki o hep haklı çıkan ses, kenardan fısıldıyor: "iyi bok yedin kestirdin de...olmadı bu saçlar. modelde iş yok ve kullanması çok zor bir model bu. rod steward'a döndün de haberin yok". haklı valla dedim belki bir ihtimal düzeltirim diye duşa girdim ki fönsüz doğal halini göreyim. yıkadım çıktım kuruttum daha da beter rod steward oldum. can sıkıntım daha da coştu, başladı "açaydım ellerimi de kesme diyeydim" diye dövünmeye. 

ertesi gün sabah erkenden soluğu dükkanda aldım; "ne olur beni normal görünecek bir hale getir. ben bu ensemdeki alakasız uzun saçları istemiyorum. hafif küt gibi bir şey yap da biraz toparlansın." neyse ikiletmedi kuaför ve ensemdeki o uzunları alıp biraz şekillendirdi. çok istediğim gibi bir şey olmadı ama bir süre idare eder beni. iki aya kadar toplanacak kıvama gelecek bir şey olur diye ümit ediyorum. 

bu olaydan sonra oturup düşününce içimde bir yerlerde sevimsiz bir hissin kumun altında kurbanını bekleyen vatoz gibi beklediğini farkettim. ne zaman bir şeyler yolunda gitse, aslında bozulmasına gerek olmasa bu his harekete geçiyor ve türlü türlü bahaneler uydurup; varolan, yolunda giden şeylerin bozulmasını sağlıyor. ben de bilerek ya da bilmeyerek bu hissin gelip geçmesini beklemeden o ne derse yapıyorum. mesela gayet yolunda olan hayatımı bozup kıbrıs'a taşınmam, orada tam her şeyi yoluna koymuşken bir daha istanbul'a dönmem, saçlarım gayet düzgün ve öyle çok kötü bir halleri yokken kestirmem ve daha bir ton şey bu his yüzünden bozduğum şeyler. bazısından hiç pişman değilim ama bazısından çok pişmanım (mesela gitti güzelim saçlar). bundan sonra bu vatoz kılıklı hisse pek kulak asma niyetinde değilim. yolunda giden şeyleri yolunda tutmaya, eksiklerin de vakti saati gelince tamamlanacağına, bir şekilde tamamlanmayan bir şey olursa da onların da öyle yarım kalması gerekliliğine kendini inandırıp, sakinleştireceğime kendi kendime söz veriyorum. 

2 yorum:

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Ah şimdi anladım, benim gördüğüm son haliymiş, Rod Stewart tarzını görmemişim. :))
Uzar o, yakında kesildiği unutulur canikom, sıkma canını. <3

*mehtap dedi ki...

Gençken bayılırıdm böyle kat kat saçlara, aslanbaşı mıydı neydi ismi:)) hep katlı kesimdi. Şimdi daha çok küt kesimler revaçta. Kuaförler ne derse neyi gösterirse ona göre şekilleniyor saçlarımız:)
İyi günlerde kullanın yeni saçları.