"koca bir zamanlama hatası gibi hayat
koşsam yetişemiyorum, dursam geç kalıyorum
her şey çok erken başıma geliyor ya da çok geç
bizi
birbirimize götüren bir sürü yol vardır kim bilir ama biz tuttuk en zor çıkışı seçtik
sen devam ettin yoluna
bense tek başıma kaldım o sokağın başında
her şey bir yalan
kimse içimdekileri bilmiyor..."
ilkin ben yazsaydım tam da duruma uygun bu kelimeleri seçerdim herhalde ama başkaları da aynı şeyleri hissetmiş ki yazabilmiş. daha fazla dayanamadım ben de "dünyayla benim aramda"yı izlemeye başladım. faulleri vardır yoktur bilmem ama bir kadının, bir bağımlı gibi vücudunun her hücresine kadar işlemiş, toksik bir maddeye benzeyen o yoğun aşkından vazgeçme sürecinde yaşadıklarını, o aşkı damarlarından söküp atabilmek için çektiği acıyı ve kalbinin sanki bir mengenenin içinde patlayıncaya kadar sıkıştırılıyormuşcasına zorlanmasını iyi yansıtan bir dizi olduğunu söyleyebilirim. çeken bilir ne fenadır böyle bir kurtuluş (ki hiçbir zaman tam anlamı ile kurtulunmayacaktır) ve yeniden varoluş süreci ve de serin, yağmurlu havalarda nükseden romatizma ağrıları gibi hayatta kalındığı sürece o aşkın izinin o kalpte ara ara nüksedip sızlaması. kesin bilgi.