15 Aralık 2022 Perşembe

amcam

 beyaz takım elbisesinin içine giydiği siyah gömleği ile dans pistinde uzun boyu ve iri yarı cüssesinden beklenmeyecek bir narinlikte ve çabuklukta, kendisinin yarısı kadar olan Cyndi Lauper saçlı 2 numaralı yengemle dans pistinde kıvrak figürler sergileyen amcamı dehşettengiz bakışlarla izlerken bizim sülalenin damarlarında dolaştığından adım kadar emin olduğum hafif çatlaklığın kendisinde vücut bulduğuna ilk kez o zaman emin oldum. 

hard diskimdeki anıları şöyle bir karıştırdığımda baba tarafı ile ilgili hatırladığım en net şeyleri, babaannemin izmir'deki insanı "her gün işten gelince mutlaka bir tek atarım" noktasına getirecek muhteşem deniz manzaralı kocaman evi, televizyonun ve telefonun üstündeki örtüler, televizyonun altındaki camlı dolapta duran halalarımın, annemle babamın ve amcamın fotoğrafçıda çekilmiş birbirinden kitsch (ben çocukken bile kitsch) olan düğün fotoğrafları, loş arka odaların garip kokusu ve oradaki somyalar, koridordaki tel raflarda duran ne zaman babaanneme gitsek mutlaka karıştırdığım dergiler ve kitaplar, biz gelince babaannemin "size yemek yapacaktım ama daha kıyma çözülmedi" bahanesine annemin sinirden sıkılı dişlerinin arasından "önemli değil, ayarlarız bir şeyler" diyerek mutfağa girmesi (daha sonraları ne zaman izmir'e gidilecek olsa annem yemekleri bizim evde yapıp, plastik kaplara koyup, yüklendi gitti babaanneme), amcamların sanki yemeğin kokusunu km'ler ötesinden almış gibi bizim sofraya oturmamızın hemen öncesinde gelmeleri, amcamın o gür sesi ile "abiiii, yengeee, oooo yeğenlerim de gelmiş" diye antreden salona geçişi, annemin biz hariç orada bulunan herkese gıcık olması sebebi ile kardeşimle benim onların gelişine duyduğumuz sevince kızması, yemek kahve faslından sonra havadan sudan konuşurken, şimdi nedenini hatırlamadığım bir konudan seslerin yükselmesi, daha da yükselmesi, gittikçe yükselmesi ve milletin birbirine girip, amcamla yengemin fırtına gibi evden çıkmaları ile bayram ziyareti kapanışının yapılması ve bizim orada geçireceğimiz artık bir gün iki gün her neyse onların da çıkan kavganın bin bir çeşit farklı kritiğinin babaannem ve babam ile yapılması, babamın sinirden morarması, annemin olaylara müdahil olmamak adına sus pus olması ama o ev ortamında kendini kapana kısılmış gibi hissettiğini, koltuğun bir köşesine sinirden kasılmış bir halde büzülerek oturması ile yansıtması ve daha neler neler oluşturuyor. ancak sezarın hakkı sezara amcam tam film adamdı. 

"film adamdı"....-di'li geçmiş zaman kullandım çünkü bugün kendisinin gerçekten -di'li geçmiş zaman olduğunu öğrendim. meğer 2,5 ay önce kanserden kaybetmişiz amcamı. 

her ölüm haberini aldığım zamanki gibi yine aynı şey oldu...ölüm haberlerini alınca bende önce, sanki bana "bakkalda ekmek kalmamış"denmiş gibi geliyor. "hmmm tamam" diyorum, hayatım normal akışında devam ediyor ya da o an ne yapıyorsam devam ediyorum ama hissediyorum hard diskin bir yerinde ara yüzde bir yerlerde bir şey çalışıyor. bugün de haberi alınca yine böyle hissettim, ne zaman ki işler bitti, gün bitti, amcamın -di'li geçmiş olduğunu ve üzerinden 2,5 ay geçtiğinin vehametini biraz anlayabildim. 

yani artık bu dünyada ortaya sadri alışık, arif susam, çokça öztürk serengil karması yapılmış az biraz da nuri alço (giyim tarzı olarak- beyaz takım içine siyah gömleği bir amcam bir nuri alço giydi benim bildiğim) sosu katılmış, halamdan borçlarını ödemek için aldığı parayı yol üstünde gördüğü pembe flamingolu gömleğe ve yeşil pantalona yatıran bir amcam yok. inanamıyorum...düşündükçe yok olması daha da bir tuhaf geliyor. babam yaşarken de o gittikten sonra da bizim için hep bir var bir yok olan ama ne zaman görsek illa olmadık bir şey yapan bir amcaydı ama sonuçta babamdan kalan bir şeydi. 

bu gece aslında neye üzüldüğümü bilemiyorum; babamın anılarının gittikçe yok olmasına mı, yakın ya da uzak bir şekilde kan bağım olan insanların teker teker gidiyor olmasına mı, hiçbirine babama bile veda etme şansım olamamasına mı...bir sürü bir sürü şey geçiyor şimdi kafamdan...kalbim acıyor. 

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Allah rahmet eylesin. Amcam benim için de özel biridir çocukluk anılarımda. Hülya

karga'nın günü dedi ki...

amin...tüm kaybettiklerimizin yattığın yer incitmesin :((

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Ah canım! Başınız sağolsun, sabır diliyorum. :((
Az görüşülse bile bir zamanlar yaşananlar, paylaşılanlar dizi dizi çıkıp geliyorlar, o kayıp zamanlarında...

Yüreğimin İklimi dedi ki...

Başınız sağolsun