Pazar sabahı gözümü açtım, bir tuhaflık var. Başımın ağrımasından daha fena bir tuhaflık var. Görüş açımda bir eksiklik var. Odanın bir tarafını görüyorum, diğer tarafı yok. Anlamadım önce ne olduğunu. Banyoya gidip aynaya bakınca Hayko Cepkin'e dönmüş halimle karşılaştım. Sağ göz olduğu gibi kapanmış, yoğun çapaktan kirpikler birbirine yapışmış ve gözümü açamıyorum. Su ve ovuşturma marifetiyle açabildiğim sağ gözümün beyazı kırmızı olmuş. "Allah, uyurken göz tansiyonum çıktı ve gözümde kanama başladı" ile başlayan çeşitli felaket senaryoları ile uzun bir süre aynanın karşısında gözüme ne olduğunu anlamaya çalıştım. "Hayır gece gözümü bir yere çarpmamıştım, başımı da bir yere çarpmamıştım, e daha pazartesi göz doktoruna gidip gözlerimi, göz tansiyonumu vs'yi kontrol ettirmiştim. Şimdi neydi bu kıpkırmızılık ve sanki ben uyurken bütün gece bir fil sağ gözümün üstüne oturmuş da sabah olunca kalkıp gitmiş gibi gözümün arka tarafında kendine yer bulmuş deli ağırlık. Bütün günü gözümde oluşmuş olan bir kanamanın yol açabilecekleri üstüne yazdığım senaryoları düşünerek geçirdim.
Sonunda pazartesi doktorumu gördüğümde ve "doktor hanım, gözümde kanama var, kaç günlük ömrüm kalmıştır sizce?" diye sorup, bütün olan bitenin sadece bu aralar oldukça salgın olan konjonktivit vakası olduğunu öğrenince rahatladım. Şimdi tek yapmam gereken sabırla günde dört defa göz damlasını damlatmak ve bu çok bulaşıcı virütik vakanın diğer gözümde oluşmamasına dua etmek.
2 yorum:
Geçmiş olsun, çok pis bir şeydir bilirim. Tez zamanda iyi olsun inşallah...
geçmiş olsun bu aralar salgın var sanırım, iş yerinde bir arkadaşımızın gözü kan çanağı gibi olmuş, bir de bulaşıcı dediler fazla yaklaşmıyoruz :)
Yorum Gönder