Her şey pek beğenerek aldığım bordo çoraplarımı kot eteğim ile giymek istemem ama o kot eteğe girememem ile başladı. Geçen sene giydiğim eteğin içine sığmak için epey bir uğraştım, onu yaptım bunu yaptım öyle yaptım böyle yaptım yok! O eteğin içine girmem, girsem de hareket etmem mümkün değil velev ki hareket ettim sürekli ayakta durmam gerekiyor. Kös kös içine girebildiğim pantalonlarıma geri döndüm ama aklım bordo çoraplarda kaldı.
Eh her şeyin üstüne yeni yıl da gelince; yeni yılın birinci ve en önemli kararı "tez beş kilo verile!" oldu!! Bu diyet miyet işleri ile ilişkim her zaman 'hı hı hı hı!! evet belki bir gün!!' şeklinde oldu. Bu yüzden Atkinsmiş, Dukanmış, Karataymış bana hep sokak ismi gibi geldi. Eh ilahi adalet işte, sonunda ben de fellik fellik nette diyet listeleri arar oldum. Bu konuda uzaman diyebileceğim bir arkadaşım bana şimdi adını vermeyeceğim bir diyeti söyledi. Aslında laf arasında söyledi ama ben onca laf içinden (kızsal bir refleksle) işime yarayanı çektim. Hemen netin karşısına geçip, diyetin her gün takip edilecek listelerine baktım. İlk hafta listesine bakıp kefiri, haşlanmış kepekli pirinci, mısır patlaklarını okuyunca; "hadi leyn!! ben bunu yaparsam iki saat içinde bayılırım, zaten kefiri ağzıma süremem!' diyerek sayfayı kapattım. Ama şeytan işte, dürttü yine beni. Ertesi gün tekrar açtım sayfayı, yazdırdım ilk hafta listesini, yaptım alışveriş listesini gittim Migros'a. Hayatta diyet miyet yapmadım ama işin raconunu biliyorum; "pazartesi diyete başlanır, salı bozulur!".
Pazartesi sabahı kafirle elmayı karıştırıp yemekle başladım diyet macerama. Kefiri daha önce kuzende içmiş daha doğrusu içme teşebbüsünde bulunup soluğu -çok pardon- tuvalette almıştım. Bu sefer "ya Allah bismillah" diyip nefesimi tuttum, açtım ağzımı yuttum elmalı kefiri. Artık Allah'ın diyet yapanlara lütfü müdür nedir bilmiyorum kefirin tadı o kadar iğrenç gelmedi. Kesin yarım saate acıkırım dedim ama iki saatte kadar hiç acıkmadım. İki saatte bir zaten ara öğün zamanı geliyor, o zaman da mısır patlaklarımı kemiriyorum. Öğlen yine elmalı kefir. Akşam kepekli pirinç, prebiyotik yoğurt o kadar. Bir hafta böyle gidecek. Evet, her zaman ki gibi teori ve pratik farklı oldu. Benim pazartesi başladığım rejim perşembe sekteye uğradı. Öğlen yediğim elmalı kefir yetmedi; "rejimde neymiş ayol!" diye kendim kendime isyan bayrağını açtı, koştura koştura okulun yemekhanesine gidip, bir güzel karnımı doyurdum. Ama bu sefer de aldı mı beni bir suçluluk duygusu. Sanki oruç bozdum. İçim içimi yedi. Ertesi gün, dedim ben ikinci hafta listesine başlayayım. Onda da sabah bir detoks içeceği var; içinde yok yok. Onun sapı bunun çöpü, her şeyi sekiz bardak suya maydonozla birlikte atıp, kaynatıyor, sonra da elma tarçın ve limon ekleyip, içiyorsun.
Bugün bu içeceği ve listeyi denediğim ilk gün. Diğerine göre daha kolay bir liste. Yine inanılmaz az yiyorsun ama hiç acıkmıyorsun. Habire de o suyu içiyorsun. İyi güzel de o içtiğin su seni -yine çok pardon- tuvaletten çıkarmıyor ki. İki saatte bir o sudan içip, yirmi dakika içinde koştura koştura tuvalet. Eğer bu detoks sıvılarının iddia ettiği gibi, sık tuvalete gitmek temizlenmekse şu an temizleniyorum. Birinci listesine dört gün dayanabildiğim bu diyetin ikinci listesine ne kadar dayanabileceğim belli değil. Yarın biraz sabote olacak bu diyet işi mecburen, o yüzden pazartesi ikinci listeye baştan başlayayım diyorum ama bir tarafım da "amaaan bırak bu gaydırı gubbak diyetleri, şu spor cdlerini düzenli yap, sen zaten aşırı bir şey yemiyorsun" diyor. Anlayacağınız içimde bir nevi cemaat hükümet kavgası var. İki hafta önce makarnaları, pideleri, lahmacunları, çikolataları, nesfitleri götürürken her şey iyiydi. Şimdi bir bordo çorap uğruna ya rab! sanırım bünyede ne tahribatlar oluşacak!!!
4 yorum:
Öff bırak ya bu abuk listeleri, porsiyonlarını azalt, sporunu yap yeter. Zaten 5 kilo ne ki hemen verirsin. Diyet moktan birşey, sürekli yaparsan iyi. fit kalıyorsun ama ömür boyu da aç gezilmez ki kardeşim. Hayatın ennn güzelliklerinden biri de yeme-içme. Bıraktığın anda cumburlop geri geliyor kilolar, denedim biliyorum. Bu tarz diyet yapan herkes benden de daha çabuk geri aldı. Zaten tahammül ötesi bir şey ne o ya kefir, zırt vırt (Diyet uzmanları duymasın keser beni :)
Gerekli gazı verdim galiba, haydi gideyim ben daha fazla konuşup şimşekleri üstüme çekmeden :)
Sevgiler, iyi pazarlar...
Ha, bordo çorabı illa kot etekle giyeceksen yeni bir kot etek al, o daha kolay :)
Sabah uyanınca ilk iş bir bardak su içiyorsun. Kahvaltıda 2 dilim esmer ekmeğini, peynirini, yumurtanı bir güzel yiyorsun. 2 saat sonra 10 adet fındık ve 3 adet kuru kayısı. Ondan 2 saat sonra çorba, sebze yemeği ve yoğurttan oluşan öğle menüsü. Ondan iki saat sonra bir porsiyon meyve (muz ve üzüm hariç). Ondan iki saat sonra ızgara ve salatadan oluşan akşam yemeği. Ondan iki saat sonra bir bardak süt. Gün içinde bol bol su ve yeşil çay içmeyi ihmal etme. Adam gibi ye, adam gibi kilo ver. Diyetisyen listesi bu. 2 ayda 8 kilo hedefleniyor. Her iki doğumdan sonra yaptım, her ikisinde de iki ayda sekiz kiloyu verdim bir daha da almadım. 5 kilo daha vermem lazım. Mart gibi başlayacağım bu listeye tekrar.
Valla Leylak'cım haklısın. Bir şey değil bu abuk subuk listeler yüzünden metabolizmamı bozacağım ona üzülüyorum. Doğru diyorsun; yemişim bu listeleri. Sevgiler..
Aselban'cım, çok teşekkür ederim. Seni dinleyip bu listeyi uygulayayım yoksa bu aptal saptal listeler bünyemi bozacak benim. Sevgiler..
Yorum Gönder