Ben tatlıcıyım. Tatlı ile aramda derin bir aşk var ama öyle "otursam bir tepsi baklavayı mideye indiririm"cilerden değilim. Seviyeli bir birliktelik bizimkisi. Her yemeğin ardından tatlı birşeyler atıştırmak hoşuma gider(di bir zamanlar. şimdi biraz dikkat ediyorum.malum yaştan dolayı o şeker direk yağ biçiminde vücuduma katma değer olarak geri dönüyor.). Asla hayır diyemeyeceğim, içim tatlıdan bayılsa da kastırarak yiyebileceğim tatlılar var. Mesela dondurma (dondurmaya asla hayır demem. Ama öyle magnum falan değil benim sevdiklerim. Ya tamam onları da buldum mu hiç kaçırmıyorum ama Ali usta, mado vs. gibi gerçek dondurma yapanlar asıl favorim. Ne zaman onlara gitsem dondurma yemeğe, adamlar külaha dondurmaları koyarken, ben kendimi o dondurma dolabının başında elimde kocaman bir kaşıkla bütün dondurmaları mideye indirirken hayal ediyorum. Hani "buyrun dükkan sizin!" deseler, geçicem dolabın başına bir onu kaşıklayacağım bir öbürünü. Böle gözüm dönüyor.) Mesela irmik helvası. Offf nasıl bayılırım, irmik helvasına. Eskiden annemle otururken, kandil falan olunca illa apartmanda birisi yapar getirirdi. Hiç olmadı anneme yaptırır, sıcak sıcak yerdim. Evet irmik helvası sıcak yenilecek. Dumanı az biraz tüterken, ağzı yakmayacak şekilde yenilecek. Birkaç gündür canım arada irmik helvası çekmekte ama "amaan sıcakta kim uğraşıcak şimdi onunla, zaten tek başınasın, şambrel de genişledi, nerene yiyeceksin" diyerek içimde kıpraşan irmik helvası isteğini öldürmekteydim. Ta ki düne kadar.
Kış moduna geçiyoruz ya yavaş yavaş, minik guşlarda düşmeye başladı. "Karga teacher, biz tatilden döndük, okul açılmadan bir ders çalışsak diyoruz" diyerek, yurda dönüş yaptıklarının müjdesini verdiler. Dün yeni kuşa gittim. Annesiyle hoş beş ettik. Tam derse başlamadan annesi "yeni irmik helvası yaptım, yer misiniz dondurmalı" demez mi. Sanırım orda bir fotoğraf makinası olsa, beni gözlerimden kalpler fışkırırken resmedebilirdi. İçimde bir "alllaaaaaah!" nidası koptu. "Hey allahım, ben istedim bir göz sen verdin iki göz.Of of of of hem de dondurmalı!!!!" diyerek resmen için için bayram yaptım. Ama nezaketimi koruyup ve içimde "hayıııırrrr, hem irmik helvası hem dondurma yersen ne olursun biliyo musuuuun??" diye avazı çıktığı kadar bağıran sesi dinleyip, "dondurmasız olsun lüften!" dedim. Aslında "ben tencereyi alabilir miyim?" demeyi çok isterdim.
Tabi helvanın gelmesi ile bitmesi bir oldu. Utanmasam bir tabak daha isteyeceğim ama yok artık. Neyse eve geldim, nasıl bir mide yanması. İnanılmaz. Sanki midem de asit fabrikası var. Böyle bardak bardak asitleri birinden boşaltıp öbürüne dolduruyorlar. Fokur fokur kaynadı midem. "Hey, allahım! Yaw açgözlülükte yapmadım. Niyedir ki bu ceza?" diye kara kara düşündüm bütün gece. Süt içtim olmadı, Rennie attım iki tane olmadı. "Kesin deliyorum ben bu gece mideyi" diyerek ve bütün geceyi fokur fokur kaynayan bir midenin cızırtılarıyla uyumaya çalışarak geçirdim. Ama asitli bir mide bile beni irmik helvası sevgimden asla vazgeçiremez bu böyle biline.
2 yorum:
ben de tatlıcılardanım.çok güzel anlatmışsın valla ellerine sağlık.şimdi dondurma olsa da yesem diyorum canım çekti valla...:))
afiyet olsun diyeçektim ama geçmiş olsun demek daha yakışaçak sanırım
Yorum Gönder