27 Mart 2012 Salı

küçük köpek

Son günlerde kendimi kocaman bir duvarı zıplayarak aşmaya çalışan dili dışarıda küçük bir köpek gibi hissediyorum.
Habire birşeyler için koşuşturmaca...Sonuç? Yok.
Öğrenciler için mesela habire birşeyler yapıyorsun, ders anlatıyorsun, ekstra materyal getiriyorsun, daha fazla örnek getiriyorsun. Sonuç? Sıfır.
Anlatıyorsun bak böyle giderse böyle olur diye hiiiç umurlarında bile değil.
Bense habire birşeyler göstermeye çalışıyorum.
Hadi geç yeni zaman veletlerini hayatın geri kalanında da oradan oraya koş dur, oraya buraya git gel, habire birşeyleri tırmala. Ne diye? Hiç.
Tırmaladığın kadar para kazanıyor musun? Yooo.
Tamam herşey para değil de, sevdiğin şeylerin ne kadarını yapabiliyorsun? Çok azını.
Azıcık durup dinlenmek, kendini dinlemek için zamanın, olanağın var mı? Nerdeeeee. Otur emekli olmayı bekle. Tabii hastalıklarınla uğraşmıyorsan.
Eeee ne demeye şu koca duvarın önünde zıp zıp zıplıyorum ki ben? Birisi duvarın tepesinden bir kemik atacak diye mi?

Hiç yorum yok: