14 Eylül 2012 Cuma

hayat devam ediyor (mu?)


Yine geldi Eylül. Haziran'dan bakınca Eylül'e varması pek uzak bir ihtimal gibi gözüküyordu ama o tatil bu tatil derken koskoca bir yazı daha devirdik ve yine fonda Alpay hafiften hafiften "Eylül'de Gel" şarkısını mırıldanmakta.
Geçen haftadan beri yeni veliler yeni öğrenciler, heyecanla ellerinde kayıt evrakları, bir üniversiteyi kazanmanın haklı gururu ile yeni bir hayata başlamanın bilinmezliğinin verdiği tedirginlik içinde girdiler yine okulun kapısından. Her zamanki Eylül telaşı hüküm sürmekte ofiste ve okul genelinde. Oysa benim içimde hiç öyle yeni dönem heyecanı yok. Kaç gündür zorluyorum kendimi ama çık! bana mısın demiyor, heyecanın h si yok içimde. Hatta o kadar sıkılıyorum ki birkaç gündür yıllardır uğramayan kalp çarpıntılarım başladı yine. Tansiyonum mu yükseliyor nedir, bilmiyorum, önce bir boğazım sıkılıyor gibi oluyor sonra baş ağrısı sonra kalp çarpıntısı. Acaba panik atak mı? Neyse ne yine başlıyoruz işte.
Okulda böyle ortalık karışıkken, evde yine klasik Eylül temizliğimi yapıyorum. Evde ne kadar dolap varsa hepsini indiriyorum, düzenliyorum. Taaaa ne zamandır dolapların içine gelişi güzel atılmış şeyleri düzenliyorum. Ailem genişledi, onların yeni eşyaları geldi, onları yerleştiriyorum. Kısacası evi öyle bir dağıttım ki toparlayamıyorum.
Eylül geldi, hava serinledi, okullar açıldı, evimize yeni bir düzen geldi...İşte böyle tıngır mıngır bizim hayat devam ederken, başka yerlerde mesela Afyon'da bir anda neden ne olduğu bilinmezken oğlunu, kocasını, nişanlısını, yavuklusunu kaybedenler için ya da yeni bir hayat uğruna açık denizlerde umut ararken eşini sevdiğini kaybedenler için, muhtemelen altın arayacak alan yaratmak için yeni arazi açmak uğruna yakılan kızılçam ormanlarının yakınlarında yanan tarla sahipleri ve bunlar gibi binlerce insan için de hayat devam ediyor mu acaba? Sanmam...bu hayatta zaman herkes için farklı şekillerde işliyor. Kimine hayat neşeli bir şarkı ya da sürükleyici bir roman tadında ilerlerken kimine hayat karpuz gibi tane hesabı yapılan ölümlerden ibaret.
Bilmiyorum, herkes kendi hayatını yaratır derlerken ne kadar haklılar acaba. Biz mi hayatımızı yaratıyoruz yoksa hayat devam ederken bizi mi yaratıyor? Ama bildiğim tek birşey var o da alıp başımı gitmek için içimde dayanılmaz bir istek olduğu.

Hiç yorum yok: