8 Mayıs 2007 Salı

beyaz atlı prens



Birinin sizin için uygun olduğunu nasıl anlarsınız ? Ben anlayamıyorum da... Üniversite 1'den beri birlikte olduğum erkek arkadaşımla evlenip 4,5 yıl evli kaldıktan sonra ayrıldık. Hayatımın erkeğini bulduğumu düşünüyordum. Espiriliydi, giyim kuşamına önem verirdi, akıllıydı, beni seviyor ve ilgileniyordu. Hayatta annem babamdan sonra en güvendiğim insandı dahası kıvırcık saçlı ve renkli gözlüydü. Ama evleniverince büyü bozuldu. Daha önce ne kadar bencil olduğunu hiç farketmemiştim ya da tembel ruhlu olduğunu; bütün hafta sonunu- güzel havaya rağmen- kanepede yayılarak geçirmenin onun en büyük eğlencesi olduğunu ama en önemlisi de annesinin benden daha önemli olduğunu hiç farketmemiştim. Bir sürü gürültü patırtıdan sonra ayrıldık. Hayatta aldığım en yanlış karar evlilik kararı, en doğrusu ise boşanmaktı. Kendimi bütün arkadaşları sokakta oynarken evde olan ama sokağa çıktığında arkadaşlarının hepsi eve giren küçük çocuk gibi yalnız ve dışlanmış hissediyordum, hala da öyle hissediyorum çünkü ben evlendiğimde ( 23'tüm o zaman ) herkes bilmem kaçıncı flörtüyle orası senin burası benim dolaşıp duruyordu. Ben ayrıldım herkes gezmeleri bitirdi hayatlarının erkeklerini / kadınlarını bulup yuvalarını kurdular şimdi evlerinde evcilik oynuyorlar. Ben kalakaldım. Onlarla bir yere gittiğimde tekim. Belki benim hüsnü kuruntum ama kendimi sığıntı gibi ve biraz da onlar bana acıyormuş gibi hissediyorum. Evime davet ediyorum ama kızlar kocalarını ya da bebeklerini bırakamadıklarından gelemiyorlar. Hem zaten gelselerde ya onların kocalarının yaptıkları ya da bebeklerinin kakasının renginin neden koyu değilde açık olduğu gibi iç açıcı konular konuşuluyor.
Ayrıldıktan sonra benimle doğru dürüst art niyeti olmadan ilgilenen tek erkek ise ideallerinin peşinde koşup kendini organik tarım yapacağı bir köy kurmaya adayarak burdan başka bir şehre taşındı. Bana gel dedi mi ? Evet dedi. Ama burdaki on senelik kariyerimi bırakmam, evimi o şehre taşımam, bütün arkadaşlarımı, dostlarımı bırakıp hiç arkadaşımın, dostumun olmadığı bir yere gitmem şartıyla. Bana gerçekten değer veren ve belki de gerçekten seven birini elimin tersiyle ittim. İyi mi yaptım kötü mü bilmiyorum ama ilk tecrübeden; bir sürü fedakarlıktan sonra elimde bir tek valizle kalınca ben artık biri için birşey yapamıyorum. İster istemez o niye buraya gelmedi , ordaki bütün işleri neden kendi üstüne aldı diğerlerine bırakmadı diye soruyorum ve beni gerçekten sevseydi yapardı diyorum. Ama içimde bir kurtta doğru mu yaptın acaba diye sorup duruyor.
Kısacası hiçbir şey bilmiyorum. Ama artık bu ezik durum canıma tak etti. Evlenmek veya çocuk ( şimdilik ) istemiyorum ama en azından "Bu da benim erkek arkadaşım" diye gururla yanımda taşıyacağım bir işi olan, zevkli, espirili, güvenilir, dürüst, bakımlı, renkli gözlü ve kıvırcık olursa daha da memnun olacağım birini istiyorum. Artık havadaki aşk kokusu geçmeden birlikte koklayacağım birisi olsun.

Hiç yorum yok: