3 Kasım 2011 Perşembe

kasım, sen de mi geldin?

Ooooo kasım ayını da saymazsak geriye kaldı bir ay. Haldır haldır geçen kokoca bir sene oldu 2011. Aman iyi ki de öyle oldu, yoksa Saturn'nün etkisinde geçen şu son iki sene daha fazla çekilmezdi. Eğer bir aksilik olmazsa çıkacağız 2012 itibariyle Saturn etkisinden teraziler olarak. Ama ülke olarak daha yeni Saturn etkisine giriyoruz galiba. Nedir şu Ekim sonundan beri başımıza gelenler? Hepimizin son onbeş gündür yaşananların şiddetinden tepesi döndü. Gündemin hızına yetişebilmek her zamankinden daha zor. Son duruma baktığımızda insana bu ülkede yaşamak daha da zor geliyor. Bir kör kuyuya ya da çıkışsız bir labirentte mahsur kalmış gibi hissediyorum kendimi. Sonu yok yani bu hissiyatın ve de en acısı böyle hissetmenin çaresi de yok. Bu düzen böyle gelip geçecek ne acı ki. Önümüzdeki maçlar neler gösterecek acaba bizlere.
İşte kasım ayının ilk yazısı böyle kafa ve ruh karışıklığı içinde bölük pörçük anlamsız bir yazı oldu. Kasım ayının geri kalanının daha güzel geçmesi ve güzel yazılar yazdırması dileğiyle, gidip biraz kafa dağıtayım.

Hiç yorum yok: