deve'ye sormuşlar "sırtın neden eğri?" diye; o da "her işimi kendim yaparım da ondan" demiş. benimki de o misal. baktım şu "ev" meselesinde tek başımayım, tavana bakıp bakıp uzun uzun düşündüğüm günler ve saatlerin sonunda dedim ki "ben de her zaman yaptığım gibi kendi kendimin evi olurum; başımı soktuğum, çatısının altında çoluk çocuk kaldığım yeri içime sinen bir ev haline getiririm". önce mutfak dolaplarını boyama planı diye başlayan olay bütün evin, kapıların hatta kapı kollarının, en sonunda ise mutfak dolaplarının boyanmasına kadar geldi.
toz toprak içinde, evin her yerine herkesin ayakkabılarla girip çıktığı on günlük sürecin sonunda detaylı bir temizliğe giriştim. elimde bez, dizlerimin üstünde o derzlerin aralarını temizledikçe bana bir rahatlama geldi. o yerleri sildikçe her şeyi sildim; duvarlar boyandıkça her şeyin üstü boyanmış, eskiye dair hiçbir şey kalmamış gibi oldu. kirler temizlendikçe ben arındım. pek de iyi oldu. yeni yıl öncesi hem mental hem fiziksel dip bucak kış temizliği yapmış oldum refaha erdim.
şimdi ferah feza evimde (hala perdeleri bekliyorum ama) gelecek için çılgın hayaller kurmakla meşgulum.