2 Temmuz 2015 Perşembe

flip flop mevsimi



Herkes yakınıyor: "Bu sene yaz gelmeyecek, havalar bir türlü ısınmadı. Bıdı bıdı bıdı." Valla benim havanın derecesi ile ilgili hiç bir şikayetim yok. Zira herhalde yaşlanıyor olmakla ilgili, böyle limonata tadında havalar benim çok hoşuma gidiyor. Hem böyle havalarda bezelye parmaklı, kısa bacaklı, koca göbekli, bilekle baldır arası paça boyunda kaprimsi şalvarımsı giyen beyler şıpıdık terlik giymiyor ve benim göz zevkimi bozmuyorlar.

Kimsenin zevkine karışmak gibi bir adetim yok ama şu flip flopları da yakışan giysin lütfen. Pedikürünü yaptırmış, ayak parmaklarındaki ojelerin hepsi taze (yarısı çıkmış, yarısı eskimiş halde olmayan), ayağı nasırsız bayanlar pek ala ve mümkünse sürekli flip flopla dolaşsınlar. Hatta onlar için müessemizden şıpıdık terlik desteği bile verebiliriz. Amma velakin parmakları bezelye gibi tombul ve minik olan, onbeş gündür yıkanmamaktan kapkara olmuş ve parmaklarının üstü kurum gibi kılla dolu olan ve sıkan ayakkabıların yol açtığı nasır ve yaralarla dolu ayakları olan beyler, sözüm size; çok rica edicem o ayaklarınızı gözümüze gözümüze sokmayınız. Mecbur muyum ben sizin bakmadığınız pis ayaklarınızı görmeye. Evet, "canım o kadar iğreniyorsan bakma sen de" diyebilirsiniz ama bunların nerden çıkacağı belli olmuyor ki. En son evin oradaki mini Carrefour'da kasa sırasında çıktılar karşıma. Bir de böyle ayakları görünce far görmüş tavşan gibi direk ve sürekli o tarafa bakıyorum. Gözümü o ayaklardan alamıyorum sonra da midem bulanıyor.
Velhasıl bu kadar ayak muhabbetinden demem o ki, moda diye herşeyi herkesler giymesin. İlla giyecekseniz de racona uyun.