6 Kasım 2007 Salı

maylo,tiger,pantuf vs. vs.




Biraz önce yanıma geldi, önce kafasını dizime koydu olmadı bütün vücudunu yerleştirdi bacaklarımın üzerine, patilerini kıvırdı haminne pozisyonunu aldı; uyumaya başladı. Huzurlu, yüzünde belli belirsiz bir gülümsemeyle...


İki hafta önce ailemize katıldı Maylo, Tiger, Pantuf ya da her neyse.... Daha henüz bir ad bulamadık kendisine, Kızılderililer gibi bir yararlılık göstersin oğluşumuz da adını öyle koyalım diye bekliyoruz. Çeşitli öneriler var ama içimize sinen olmadı. Pek mülayim bir kedicik kendisi. Benim deli kızım Zeliş tarafından eve ilk geldiği ilk bir iki gün pataklandı ama hiç sesini çıkarmadı, melul melul baktı, kızımı sükuneti ile etkiledi. Bir hafta gözündeki enfeksiyonla uğraştı, geldiği veteriner amca ona pek iyi bakamamış, ama yine moralini bozmadı, evde gönlünce takıldı.
Yemek yemesini pek seviyor, ne konursa mama kabına yuvarlana yuvarlana koşup geliyor ve bir güzel mideye indiriyor.
Herşey onun için bir oyun ama en çok Zeliş'le oynamak onu eğlendiriyor. Birbirlerini kovalayıp koridor boyunca koşturup duruyorlar. İki kişilik bir çete oluşturdular evin içinde, mutfak kapısını kapatıp işlenmeye başlayınca oğluş başlıyor bağırmaya incecik "miv miv"leriyle beni kapıyı açmam için ikna etmeye çalışıyor. Bir süre bu tuzağa düştüm ama sonra aklım başıma geldi; Zeliş'le ikisinin planı bu. Oğluş sevimli diye kandırma görevi onun, kapıyı açınca ikisi birden yıldırım gibi mutfağa dalıp saldırıya geçiyorlar. Arkalarından şakın şakın bakakalıyorum.
Oğluşla maceralarımız ve tabii ki Zeliş ile birlikte daha devama edeceğe benziyor. İyi ki geldi bu minik oğlan.