19 Temmuz 2013 Cuma

sıcaktan

Sıcaktan...

*evin içinde herkes bir tarafta. Misket kedisi kah yatak odasındaki komodinin üstünde kah salondaki yemek masasının üstünde yatıyor. Kara kedi salondaki yemek masasının üstüne 'sonra kaldırırım' diye koyduğum bilgisayar çantasını yatak yaptı, orada balkondan esen rüzgara karşı uzanıyor tüm gün. Köfte Bey ise buzdolabının önünü mesken tuttu. Artık alttan soğuk soğuk hava mı geliyor ne, tüm gün buzdolabının önünde şekilden şekile giriyor. Ben işten eve gelince eğer sıcak beni ezmemişse odaları geziyorum, hepsinde yapacak birşey buluyorum. Sevgilinin yeri belli zaten televizyonun karşısındaki koltuk.

*birşey de yiyemez olduk. Pazara gidiyorum, hep aynı şeyler; fasulye, patlıcan, kabak, barbunya.... Bir yerden sonra hepsi aynı. Zaten insanın birşeyler yapası yok, değişik tarifler denemek zor geliyor, eski tarifler ise karın doyurmuyor. Silkinmek lazım.

*kapıyı bacayı açıyoruz, evin içine türlü toz giriyor. N. hanım da temizliğe gelmeyi bıraktı, temizlik işi de bana kaldı. Yapacak birşey yok, elde kova, bez temizlemeye devam. Ama şu ara ara hatta bu ara sık sık esen rüzgar hakkaten insanın canını sıkıyor. Her yer gıcır gıcır.

*bayılmaya bir süre ara vereceğiz ailecek. Zira önümüzdeki haftadan bayramın sonuna kadar hayat bize güzel, tatildeyiz. Kesin bir süre sonra sıkılırım ben bu tatil modundan; önlem almalı, kitap, dergi, elişi vs. doldurmalı çantaya.

*içim geçmez, bayılmazsam eğer düzenli yazasım var buraya. Ama artık kader kısmet, bakalım tatil ne getirecek.

Hiç yorum yok: