4 Ocak 2013 Cuma

olur da okursan

Olur da bir gün bu yazıyı okursan bil ki tüm hissettiklerim ihanete dair. Evet bana ihanet ettiğini düşünüyorum. Yeni biriyle çooookkkk yakın arkadaş oldun, beni unuttun, işin özeti bu. İnsan tabii ki yeni insanlarla tanışır, yakın arkadaş olur, bunu kıskanacak kadar çocuk değilim ben. Ama isterdim ki arada bir ara, "hadi gel, bir kahve içelim!" de. Hatırımı sor, neler yaptığımı sor, dert sadece sende mi? belki benim de canım birşeylere sıkılıyor ve içime atmaktan sıkılmış olabilirim. Ama senin umrunda değilim artık. Önceden yapılmış, karar verilmiş planlara son dakka haber verip, birlikte olmak istemediğim kişilerle aynı ortama monte etmeye çalışıyorsun. Ben gelmediğim zaman da, "çağırdığım yerlere gelmeyip, sitem ediyosun sonra da beni üzüyosun!" diyosun. Aklına gelmiyor di mi, senin birlikte dolaştığın kişilerle daha önce bir araya geldiğimde kendimi yama gibi hissetmiş olabileceğim. Nerden gelsin, benim ki de soru işte. Sanırım aslında sorun "çağırdım da gelmedin!" falan değil. Sorun senin benimle bir şekilde artık arkadaş olmak istemeyişin. Benimle hala arkadaş dost olmak istesen, şu anda hayatındaki en önemli meseleyi en son duyan ben olmazdım. Hatta sanırım ben duymayacaktım bile ama görüşelim diye o kadar zorladım ki, mecburen geldin ve anlattın.
Arkadaşlığımız ile ilgili ne zaman ayıldım biliyor musun? Doğum günümde. Aynı yerde çalışmamıza rağmen, bırak ofisime uğramayı telefon bile edip, doğum günümü kutlamadın. Sadece şu meşhur instagramdaki bir resimle kutladın doğum günümü. Hoş o fotoğrafta aslında başkası görsün diye çekilmişmiş meğer. Bırak eskisi gibi yemek yiyelim falan diye plan yapmayı, hediye almayı, aramadın bile. İsterdim ki, bir ara, doğum günümü kutla. Bütün gün hatta akşam da bekledim, ararsın diye. Yok olmadı, iyi arkadaşınla!!!! kahve içmeye gittin. Benim içimde o zaman sana karşı birşeyler koptu gitti. "Demek ki" dedim "bitmiş aramızda o eski dostluk, arkadaşlık!" ama yine de aradım seni, sordum. Dedim ya zorla getirttim seni bana, anlattırdım canını sıkanı. Şimdi düşünüyorum da aslında zorlamamak lazımmış. Ders olsun bana. Hep bebeğin gelişmediğini ve alacaklarını söyledikleri zaman yanımda olan, elimi tutan en iyi dostum olduğunu düşündüm. Hala aramızda o günlerin yakınlığı var sandım ama yanılmışım. Belki de hala öyle hissettiğim için bunları yazıyorum. Evet sen hala benim için o gün yanımda olan, omzunda giden bebeğin ardından ağladığım dostumsun. Belki birgün sen de beni hatırlarsın.

3 yorum:

terzi mankeni dedi ki...

Son günlerde yaşadıklarımı ancak bu yazı bu kadar açık ve net anlatabilirdi. Üniversitedeki arkadaşlıkların hep çıkar üzerine kurulu olduğunu ve bunun sadece yaşadığım yerde geçerli olduğunu düşünürdüm meğer yanılmışım, bu her yerde böyleymiş...

nalan dedi ki...

çok can yakıcı.
umarım boşluğu dolar :(

emili dedi ki...

Arkadaşlık uzun bir yol ve maalesef böyle şeylerde olabiliyor. Zamana bırakmaktan başka çare var mı ki