5 Ekim 2012 Cuma

lost in space

Altıda kalk, kedileri okşa, mamalarını koy, bir daha onları okşa, yüzünü yıka, koridora git, orada bekleyen Köfte beyi okşa, mamasını koy, bir daha okşa, mutfağa git, çayı demle, kahvaltılıkları çıkar, balkona çıkmak için bekleyen kedi için balkon kapısını aç, tabakları koy, çay demleninceye kadar dengesiz havada bunalmamak ya da üşümemek için ne giyeceğini bulmaya çalışarak dolabın önünde on dakika kaybet, sonunda pes ederek eline geçen ilk şeyleri üstüne geçir, giydiklerinden memnun olma, yenilerini alamayacak kadar para idare etmen gerektiği için içinden bir dolu küfürü savur, küfür savura savura tuvalete git, aynanın karşısında saçlarını topla, oldukça uzayan saçlarını kısacık kestirsen üç numaraya vurdursan nasıl olur acaba diye düşünerek tokanı tak, elbisene uygun küpeni bul, nenmlendiricini sür, mutfağa dön, kızartma makinasına iki dilim ekmek koy, kilo aldığın için gittikçe büyüyen göbeğine ve kalınlaşan baldırlarına bakıp, "sıksam şu karatay diyetini yapabilir miyim?" diye düşün, bu akşam karın hareketlerini yapmaya başlıyorum, şekeri kesiyorum ve bol su içiyorum diye kendine söz ver, bardağa çayını doldur, kızaran ekmekleri al, tabağına beyaz peyniri ve zeytinleri koy, ilk bıçağı reçele daldır, içindeki mantıklı ses, "hoop kardeşim hani şekerden uzak duruyordun?" diye bağırsın, sen ona,"sabahları bu tatlıyı yemem lazım yoksa gün içinde halim olmuyor" diye yalan söyle, bir yandan reçelli beyaz peynirli ekmeğini mideye çayla gönderirken, bir yandan da elindeki fifty shades of grey kitabını oku, okurken "kadında amma hayalgücü varmış, acaba bunları denedi mi?" diye düşün, son dilime geçerken, mutfaktaki duvar saatine bir göz at, "biraz hızlanmak lazım, şimdi trafiğe kalacağım ama şu sayfayı da bitireyim de öyle" diye hesap yap, hemencecik kahvaltı masasını topla, sevgilinin tostunu hazırla, dolaba koy, sırayla önce kedileri sonra Köfte beyi mıncıkla, öp, çantanı, yemek çıkınını, kitaplarını al, arabanın anahtarını kap, alelacele ayakkabılarını giy, asansörü çağır, "yaw bu nasıl asansör böyle kağnı gibi" diye düşüne düşüne asansörü bekle, bir dakika içinde girişe gel, kapıyı aç, bahçeden geç, geçerken bahçedeki kedileri kes, arabaya binmeden onların da mamlarını ver, onları da mıncıkla, arabaya bin, kontağı çevir, radyodaki şarkıyı beğenmezsen başka bir kanala onu da beğenmezsen haber kanalına geç, duyduğun haberlerle için kararsın, "yaw hiç mi iyi, güzel haberleri duyacağımız zamanlar olmayacak" diye düşün, garip garip araba kullananlara küfür ede ede arabayı sür, onbir dakikada okulda ol, garajdaki kedilere mama ver, ofise yürü, sabahın serin havasını içine çek, "hadi bugün için de şükür" de, ofise gel, hangi derse gireceksen onların kitabını al, ders saati gelene kadar sabah gazetesine bak, için daha da kararsın, ders saati yaklaşırken, sınıfa kadar yürü, sınıfa gir, daha yeni uyanmış, afyonları patlamamış öğrencilere günaydın de, biraz havadan sudan konuşun, sonra o günün konusu artık present simple mı, present perfect mi neyse onları anlat, kafadan örnekler at, öğrenciler tutsun, konuyu anlatır, alıştırmaları yaptırırken, bir yandan da hüseyin niye üzgün duruyor, beyzanın canımı sıkıldı acaba diye düşün, öğrencilerin kaşından gözünden anlamlar çıkarmaya çalış, o günün bulmacası, hangi öğrenci konuyu anladı, hangisi anlamadı da balık balık bakıyor olsun, sonunda gün bitsin, çantanı al, arabaya atla, yine sevdiğin müziği çalan kanalı aç, dinleye dinleye arabayı kullan, ruhun şarkıya eşlik etmek isterse eşlik et, bir yandan da "yahu ben nefes almıyorum, koku almıyormuşum" diye derin derin nefesler al, dersi düşün, yarın ne giyeceğini düşün, akşama ne yemek vardı düşün, yemek yeter mi acaba yeni birşeyler yapsam mı diye karar vermeye çalış, "hava da amma sıcak ne zaman kış gelecek" diye dertlen, eve gel, kapıyı aç, seni karşılamaya gelen Köfte beyi, Kara hanımı ve Misket beyi okşa, Misket beyin ve Karanın ıslak mamalarını ver, Misket beyin iştahsızlığı dikkatini çeksin, üstüne Misket bey kussun, apar topar veterinere git, kan tahlili desin, sarılık desin, üç iğne desin, beş iğne desin, şu fiyat desin, senin için kabarsın, kedin tehlikede mi nedir, durum ne kadar ciddi bileme, bilememezlik içini yesin, kafan şişsin, yüreğin kabarsın, kutuya girdiği ve iğne yediği için sinirli olan kedinin bağırtılarına dayanmaya çalışarak arabayı kullan, eve dön, kapıyı aç, diğer kedinin gözü şişmiş olsun, sevgilinin arabasının aküsü bitmiş olsun, onun morali bozuk diye sen de üzül, Köfte bey'i ihmal ettik diye küsmüş olsun, sevgilinin ve senin karnın acıkmış olsun, sofrayı hazırla, konuşa konuşa yemek yiyin, tabakları makineye doldur, mutfağı topla, yerlerin kirlendiğini farket, yerleri sil, televizyonun karşısına oturmak için için gitsin ama Köfte bey'in gezme saati gelmiş olsun, sevgili ile birlikte parka gidin Köfte bey gezinsin, eve dönün, duş al, giyin, koltuğa otur, televizyonda iyi bir program olmasın, "izlemezsin bir sürü güzel program olur, izlersin hiçbirşey olmaz" diye düşünürken bir bakmışsın göz kapakların kapanmış, rüyalar aleminde sekerken, birden üzerinde bir ağırlık hisset, gözünü aç, kara kediyle gözgöze gel, onu okşarken rüyalar alemine geri dön, tam rüyalar aleminin en güzel yerlerinde sekerken, alarm çalsın, kalkma vaktin gelsin, kalk, kedileri okşa, mamalarını koy, bir daha onları okşa, yüzünü yıka, koridora git, orada bekleyen.....(bütün bu rutinin içinde kendini kaybolmuş hisset ama bugünün doğum günün olması nedeniyle hepsinin koy...., aynanın karşısına geç yanaklarını sık ve kendine kocaman bir HAPPY BIRTHDAY şarkısı söyle!!!!)

1 yorum:

Unknown dedi ki...

aaa süperdi:)
nice mutlu senelere!!
sonunda böyle birşeyle karşılaşmayı ummuyordum ama hayatın rutini içinde özel bir günün hatırlanması da pek müthiş olmuş..
doğumgününüz kutlu olsun,tüm sevdikleriniz ve rutinlerinizle:)