28 Ağustos 2012 Salı

manikür pedikür

F. benim dört senedir manikürcüm. Nasıl kasabım, bankam, eczanem konusunda tutucuysam kuaför konusunda da tutucuyum ben. Yıllardır gittiğim kuaför E.'nin ortayaş krizi geçirip "evlenmem lazım uleyynnn!!!" nidaları eşliğinde önce internetten tanıştığı Almanya'daki bir hatuna tutulması ardından Almanya'ya gitmesi ama hatunun iki ayda bunu aldatması sonrasında aşkına karşılık bulamayan eski kuaförümün daha da bunalıma girerek dükkanını başkasına devretmesi ve Amerika'ya yerleşmesi ile gerçekleşen bir nevi pembe dizi tadındaki olaylar neticesinde biraz mecburiyetten biraz çaresizlikten ama çokca da tembellikten (ben kuaförde vakit geçirmesini pek sevmeyen biriyim. Belli zamandan sonra oralarda oturmak beni inanılmaz sıkıyor, uykum geliyor, kuaför koltuğunda uyuklamaya başlıyorum. Bu yüzden şu yaşıma kadar saçlarımı hiç boyatmadım. Ayrıca F.'lerin dükkanının evin karşısında olması kuaför için bir de yollarda vakit kaybetmemi engelleyecekti.) evin karşısındaki kuaför dükkanından içeri girdim. Önce saçıma deneme amaçlı fön çektirdim sonra da manikür yaptırdım. Dükkanlarına giriş o giriş, o günden sonra F. hayatımın vazgeçilmez insanlarından biri oldu.
F.'nin herşeyini bilir, ailesindeki herkesi tanırım. Ablası bir ara önce benim eve yardıma, ardından E.'ciğime yardıma gelmiş daha sonra daha iyi bir iş bulunca bizi bırakmıştı. Sonra da gelinleri G. girdi hayatımıza, bir süre de onunla çalıştık ama sonra G. ev işlerini ağır bulunca, yollarımız ayrıldı. Kısacası F. ile bir sürü şey paylaşıyorum. Hayatımın vazgeçilmez kişileri arasında. Sadece manikür pedikür yaptığı için değil benim hayatımdaki önemi. F. bana Maeve Binchy romanlarındaki karakterleri hatırlatıyor. Eşiyle elele verdiler, önce kendilerine bir ev aldılar. Oturuyorlar ay başı; "şuraya şu ödeme, buraya bu ödeme, şu kızın harçlığı bu senin bilmem ne masrafın" diyorlar, paralarını idare ediyorlar. Bu sene başında arabalarını yenilediler. F. planı hazırdı; araba alınacak, F. araba kullanmasını ilerletecek, ikinci bebeği yapacaklar ve F. sadece evlere maniküre gitmeye başlayacak ve böylece bebeğini kendi büyütecek. Planın yarısını gerçekleştirdiler. F. bahardan beri benim de verdiğim gazla (her maniküre gidişimde, 'oooo araba kullananlar senden akıllı mı? Yaparsın sen bu işi, aslansın kaplansın' diyorum.) araba kullanma işini ilerletti. Şimdi sıra ikinci bebekte, o da olur umarım. F.'nin hayatının istikrarlı gidişini izlemek bana iyi geliyor, onlar böyle elele verince ben de neden bilmem gaza geliyorum. Valla hakkaten bana ne oluyor, ben niye gaza geliyorum acaba? Hem bunu hem de olmadık kişilerin insanların hayatındaki olmadık etkileri üzerinde düşünmek lazım. Şu otuz ağustos tatilinde bununla meşgul olmalı.

Hiç yorum yok: