25 Haziran 2012 Pazartesi

sahil notları/2.bölüm

Yaslanmak Tanrı'dan fena halde kazık yediğini kabul etmeme hali. Zira yaşlanınca vakit bol. Yapılmak istenen herşey için bütün aylar günler uygun. Ancaaak yaş ne olursa olsun hala içi geçmemiş ve dinç kalabilmiş insanın ruhuna bedeni veto verir. 'sen neler neler yapmak istiyorsun ah deli gönül' der beden 'ama ben sana uyanam. Gençken hoyratça kullandin beni. Şimdi kolestrol desen bende şeker desen bende kalpmis romatizmaymış yok yok. Sen koşmak istiyorsun ama benim dizler nanay. En iyisi otur da gelene geçene bak sen.' işte böyle gençken yapmak istediklerimize vakit nakit yok yaşlanınca her ikisi de var ama takat yok. Bunu yapan Allahin da sopasi yok. Neyse her zaman geneli bozan kaideler olduğu gibi güzide tatil beldemizde de yaşım 70 işim bitmemiş diyen yaşlı delikanlılar mevcut. Hem de bolca. Eh hal böyle olunca bana da elimde çiğdem bunları izlemek düşüyor. Efenim bu yaşlı ama ruhları genç hanımlar ve beyler, istisnasız her sabah yürümekteler. Pek güzel ala bir alışkanlık, öbür tarafta sırat köprüsünü gecerken denge lazım. Ama bu hanımlar ve beyler bu işte pek bir kendilerinden geçiyorlar, gözleri birşey görmüyor. Misal; geçen sabahın köründe koskoca yolda yaşlı bir amca görece kendinden genç bir hanım teyzeye kafadan bodoslama daldı. Hayır anlamadım yol gayet geniş yanında yöresinde kimse yok, nasıl görmedi ki teyzeyi? Tabii teyze cırcır cırladı amcaya sabah sabah. Bu spor meraklısı grubun birde toplu jimnastik yapanları var. Bizim evin arkasındaki çocuk parkında her sabah yer jimnastiği yapan bir grup var. Ortada eski bir spor hocası olduğundan şüphelendiğim bir amca diğerleri o ne derse onu yapıyorlarda yanlış yapıyorlar. Amca sol kolunu kaldırıyor digerleri kimi solu kaldıriyor kimi sağı kimi de hicbirsey kaldıramıyor, yerde bir sağa bir sola dönüp duruyor. Bir de sahil Tarzanı yaşlı bey amcalar var. Bunlar önlerine yaş itibariyle monte edilen koskocaman göbeklerini sergilemeyi pek bir seviyorlar. Koca göbeklerinin altında kaybolan şortlarının üstune birsey giymeyip sahilde bir o yana bir bu yana gerim gerim gerilerek yürüyorlar. Sanırsın hepsi bir Alain Delon bir Marcello Mastreoyani... Öyle bir caka. Burda denize abdest alarak giren amcalara değinmeden olmaz. Bizim denizin suyu soğuk girmek için mangal gibi yurek lazim. Bir anda hop diye gireceksin daga vücut ne oldugunu anlamadan. Ama bu amcalar bunu yapamıyor. Once yavas yavas ayak bileklerine kadar girip ordan ısınmaya başlıyorlar. Sonra bellerine kadar suya doğru ilerliyorlar. Önce uc kere sol omuzlarına su döküyorlar sonra sağa sonrada kafalarından asağıya üç kere suyu döküp sonra yallah bismillah allahü ekber suya dalış. Yok canim öyle dipten falan gitmiyorlar. Karabatak stili takılıyorlar. Dal cık dal cık bir var bir yok. Bacaklarına güvenen takıyor paleti Eskihisar Topçular feribotu misali fır diye açıklarda karabatak stilini gösteriyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar hala içlerinde gençliklerini yaşattıkları ruhlarını öldürmeyip hayata tutundukları için saygı duyuyorum onlara.

Hiç yorum yok: