20 Mayıs 2011 Cuma

kurt

Oldum olası bilirdim beyaz ışığın tehlikeli olduğunu. Beyaz ışığın altında bütün kusurlar, kıllar tüyler ve hatta beyazlamış saç telleri de ortaya çıkar daha doğrusu çıkarmış. Geçen gün okulda ellerimi yıkarken acı gerçekle yüzleştim. Kafamın tepesindeki saçlar pişmaniye kıvamına gelmişler. Eskiden tek tük olan beyaz saçlar minik bir koloni oluşturmuşlar tepemde. "Bir siz eksiktiniz!!!" dedim içimden. Yılların geçtiğini, gözlerimin yanlarında giderek daha fazla sayıda oluşmaya başlayan kaz ayakları gibi siz de hatırlatın.
Şöle omzumun üstünden geriye dönüp baktığımda aslında ne çok ve fakat ne de az şey yapmış olduğumun farkına varınca midemin yanmasını arttıran acı, uzun zamandır içimdeki yaşam sevincini de öldürmüş halde. Size de oluyor mu bilmem ama ben kendimi hep debelendiğim ve bir türlü içinden çıkamadığım gibi gittikçe dibe battığım bir bataklıkta hissediyorum. Belki kurtulurum ümidiyle hep bir hamle yapıp sonrasında boğazıma kadar batıyorum. Ne zamandır böyle bilmiyorum. Ama en az bir senedir böyle. Sürekli herşeye reset atmak istiyorum. Kariyerime, özel hayatıma herşeye ama herşeye şöyle sıkı bir reset atsam bu içimdeki, midemin ortasındaki sıkıntı gidecek, bulutların ardına saklanmış güneş ortaya çıkıverecek ve bir daha o güneş hiç gitmeyecekmiş gibi geliyor. Hadi en kötüsü hep bulutlu değil de güneşli ve parçalı bulutlu hissedecekmişim gibi geliyor. Tabii sadece hissiyat. Bunu gerçekleştiremediğim içinde bu sıkıntı sürekli içimi kemiren bir kurt gibi.
Artık huzurlu olmak istiyorum, kış güneşinde tasasız yatan bir kedi gibi mayışmış, dertsiz, derdi olsa da "hayat sana güzel be! bu da geçer!" demek istiyorum. Arada gezindiğim o boglardaki gibi kocasıyla çok mutlu, çoluk çocuğa karışmış, yesyeni ve kocaman ve güzel ve modern evinde oturan, hobilerine vakit ayıran, herkesin sevdiği, el attığı herşey beğenilen, gezip tozan ama aynı zamanda kariyer de yapan kadınlardan olmak istiyorum. İşi sürekli rastgiden, gitmese de dayanacak bir dalı olanlardan olmak istiyorum.
Çok şey mi istiyorum? Peki tama çok şey istiyosam o zaman hiç değilse biri içimde beni kemiren bu huzursuz kurdu öldürsün.

2 yorum:

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Canım benim,
Sen bakma o yazılanlara...
Herkes her şeyi yazmıyor veya herkes bazı şeyleri yazıyor. Duygularını yazanlara kulak ver sen, anlatılanlara değil.
Gel bir çay içelim. :)

karga'nın günü dedi ki...

Teşekkürler komşum! En kısa zamanda gelirim çaya söz! Sevgiler...