21 Şubat 2011 Pazartesi

msa güncesi 1



Ne zamandır elim gitmedi, yazmak istemedim. Zaten yazdıklarım pek de iç açıcı, şöyle iştah kabartıcı şeyler değil son zamanlarda. Anlayacağınız yavan, özensiz ara sıcaklarla geçiştirmek istemedim. Bugün biraz biraz eski formuma girecek ruh haline büründüm sanki. Neyse gelelim fasulyenin faydalarına..
Efenim bilmem daha önceki yazılardan aklınızda kaldı mı? Bendeniz Mutfak Sanatları Akademisindeki profesyonel aşçılık kurslarına başladım. Haftasonları cumartesi pazar sabahtan akşama kadar oradayım. Bu haftasonu üçüncü haftamızı bitirdik. Gönül şu geçen üç haftayı hemen sıcağı sıcağına yazmak isterdi ama malum hırsız mırsız olayları sevincimi kursağımda bıraktı (eşşşek seni gidi hırsız!). Hemen kısa bir özet geçecek olursam ilk hafta beslenme, maliyet hesabı, mutfak ekipmanları, menü planlama, tabak sunumu vs. gibi pek çok konuda teorik bilgiler aldık. Meğer bir mutfak ne kadar komplike bir yermiş. Evet evde de kendi çapımızda maliyet hesabı, depolama, menü planlama vs. yapıyoruz ama bizim yaptıklarımızın hiçbiri bayıla bayıla yemek yediğimiz, garson beş dakika yemeğimizi geç getirse surat astığımız restoranlarda daha karmaşık ve ciddi bir şekilde yapılmaktaymış.
Üç haftayı geride bıraktık ama şimdiden yediğim yemeklere daha farklı bakar oldum. Artık önüme gelen tabağın sunumuna, garnitürlerin nasıl ve nereye yerleştirildiğine bakmadan yemeğime saldırmıyorum. Öğrendiklerimin ışığında hemen "hmmm sosu şöyle dökmüş yemeği böyle yerleştirmiş" diye bakıp kafama kazıyıp öyle yumuluyorum tabağa. Hem artık sadece dışarıdaki mutfaklara değil kendi mutfağıma da daha eleştirel gözle bakmaya başladım. En kısa sürede tahta kaşıklarımdan kurtulacağım mesela çünkü tahta kaşık ve kesme aletleri potansiyel çapraz bulaşma alanları yani bakteriler tahta kaşık ya da yüzey vasıtası ile başka bir yüzeye kolayca geçebiliyor.
İlk hafta teorik derslerin ardından ik haftadır kemik, balık, tavuk ve sebze suları ve soslarla bağlayıcılarla uğraşıp durduk. Sanırım mutfağımda bundan böyle hep kemik suyu, tavuk ve sebze olacak. Bu hafta denediğimiz sosları evde de yapacağım çünkü sınıfta istediğim gibi yapamadım ve yapılışlarının iyice aklımda kalabilmesi için sürekli tekrar etmem gerek.
Sınıftakilere gelince herkes şimdilik ürkek, titrek ve çekingen. Hepimiz ortama alışmaya çalışıyoruz anlaşılan. Girdiğimiz bu zorlu yolda elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz ama şurası bir gerçek ki evde pişirdiğimiz ymekeler ve yapış biçimlerimiz bize burada öğretilenlerin yanında oldukça uydurmasyon kalıyor. Utanıyorum valla "ha evet onu evde çok pişirirdim" demeye çünkü ben hiç onlar gibi yapmıyormuşum.
Neyse yolumuz uzun ve çetin. Sanki bütün ömrünüz orada yapmaya çalıştığınız sosun kıvamının tutup tutmamasına bağlıymışcasına büyük bir umutla önünüzdeki tencereye bakıp durmak çok garip ama aynı zamanda çok da heyecanlı. O sosu tuturduğunuz anda duyduğunuz gurur ve sevinç başka birşey. Keşke seneleri on sene kadar geriye alıp bu işe daha önce girebilsem. Ne güzel olurdu!

4 yorum:

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Boşver seneleri geri almayı komşum, iyi yaptın oraya gitmekle, çok iyi!:))
Gerçi bu eğitim süresi, haftasonları da artık seni göremez olmak anlamına geliyor ya...
Neyse günler uzuyor artık, birara denk geliriz birbirimize.
:)

barishben dedi ki...

bende bu okula gitmeyi çok istiyorum sürekli habaerlerini gazetelerde göeüyorum.....acaba yabancı dil şart mı bu okulda başarı sağlamak için...

karga'nın günü dedi ki...

Gelin yabancı dil şart değil. İstenilen tek şey yemek pişirmesini, yemesini kısacası yemekle ilgili herşeyi çok sevmek o kadar.

Adsız dedi ki...

çok ilginç, ben de geçen gün gördüm bu siteyi ve çok ilgimi çekti. yani web sitesi süper de kursları da ilgimi çekti. senin de gittiğin city&guilds sanırım, çok iyi duruyor.

aşçılık üzerine düşündüm son zamanlarda da ilginç tarafları olan bir meslek. çok iyi para kazandırabilir, yaratıcılık istiyor, ama diğer yandan her akşamını işe bağlamak çok zor. bir de en zor taraflarından birisi, her türlü insan var o meslekte. bazıları ortaokul çağında garson olarak başlamış işe, bu işin eğitimini hiç almamış. bazıları ise yurtdışında aşçılık okumuş. ve işinde çok yükselmiş bazıları hiç de başarılı değil (yemekteyiz'e çıkıyorlar:)

grubunda nasıl insanlar var?
bir de staj da yapacak mısın?