30 Ocak 2011 Pazar

turning point(s)


Biliyorum bu 2011 senesi pek enteresan olacak. 2012'yi de geçelim ben de yazacağım astrolojinin allahını. Konusu şu burç ne olacak falan fıstık değil, "burcunuzun değişim dönüşüm halleri" konulu bir çalışma olacak benimkisi. Aslında gırgır bir yana dün çooook eski (ortaokuldan) en yakın iki kız arkadaşımla yıldırım hızı ile bir görüşme gerçekleştirdim ama bu görüşmenin sonunda kafamda kocaman bir soru işareti belirdi.

Soru şu: Yaşı 34 ila 36 arası değişen (özellikle) bayan ya da erkek orta yaşın eşiğindeki gençlerin! hepsi mi bir değişim dönüşüm peşindedir acaba?

Bunu soruyorum çünkü dün itibariyle ben aşçılık sevdamın gerçekleşmesi adına yazıldığım kursun başlangıcı için "start" düğmesine bastım, en yakın kız arkadaşım da ciddi ciddi İzmir'e yerleşme planları olduğundan ve çok yakında bunu gerçekleştireceklerinden bahsetti. Hatta bu konu ile ilgili çalışmalara ufak ufak başlamışlar bile. Şimdi bizi dürten ne? Rahat mı batıyor bize azizim yoksa deli mi dürtüyor? Ben mesela çalış işte işinde, bir üniversitede okutmanlık yapıyosun, al paranı yap işini, tatil verirlerse yap, dörtte eve gel, çocuğunu al (olunca) gez toz eğlen çoş, gününü gün et di mi? Mantıklı olan bunu yapar di mi? Yok dürtüyor işte bizi birşey? Rahat batıyor, keskin dönüşler yapıyoruz. O kız arkadaşım da öyle. İstanbul'da yaşamıyor ama İstanbul'da olan biteni yakından takip eden "küçük istanbul" diye adlandırılabilecek "çilek festivali" ile ünlü minik bir sahil kentinde yaşıyor. O da öğretmen ama onu ve eşini de dürtüyor işte birşey. "Gidelim buralardan!" diyorlar. Oysa otur işte yerinde di mi? Evin var, araban hatta motorun var. İsteyince İstanbul, İzmir, Konya, Ankara...Şimdi ne dürttü seni de bu rahat düzenini boz, İzmir'e yerleş, yeniden iş kur, iş bul vs. vs. vs.'ye kalktın.
Bir de öteki kız arkadaşım var. "Three Amigos"(bize ortaokulda böyle derlerdi, hep beraber dolaştığımız için)un üçüncü üyesi. Onu da dürttü bu şey işte. Üç dört yıl önce. O da işini, rahatını elinin tersiyle itti, doğum fotoğrafları çekmeye başladı. Kalbinin sesini dinledi, zaten küçüklüğümüzden beri elinden düşürmediği fotoğraf makinası ile hayallerinin peşinde koşmaya karar verdi.
İşte benim sorum bu; nedir bizi dürten? yaş dönümü? gün dönümü? boşluk? rahat batması? akılsızlık? farkındalık? enayilik?
Bilen varsa beri gelsin!

4 yorum:

zero dedi ki...

Rahatlık varsa gerçekten durumun içinde, o zaman bu sorunun cevabını ben de bilemeyeceğim sevgili Gamlı Baykuş. Ama ben dahil çevremde benzer dönüşümlerden geçen, arayış içinde olan insanların hepsi 'halleri'yle rahat olamamaktan, mutlu olamamaktan, yaşamlarının içlerinde kalan tüm uktelerin gömülü kalmasıyla geçip gidiyor olmasından muzderip olarak çıkıyorlar benzer yollara. Ben hayatlarımızla ilgili (mesleklerimiz diyelim) seçim yapmamız gereken zamanlarda, becerilerimize ve isteklerimize değil sadece puanımıza bakılarak okul ve meslek tercihleri yapmış olmamızın bunda çok büyük etkisi olduğunu düşünüorum. Ama insanlar artık hayatın geçmekte olduğunun farkındalar, zaman gidiyor bir daha geri gelmemecesine. Saat 4'te eve geliyor olmak, para kazanmak vs güzel de yeter mi? Bahsettiğin rahatlık gerçek bir rahatlık mı, yoksa suni mi? Gerçekten rahat ve mutlu olan insanların yapacakları şeyler olarak görmüyorum ben bunları...

Bu arada bir kere daha hayırlı olsun MSA serüvenin ve bundan sonrası:)

zapere dedi ki...

Efendim siz sınıf başkanı bey'in açılım furyasının bilinç altı pisi'kozu(miyaouwWW)ve al'ananı da git tozu-tuş nevrozu altına girmişsiniz.. Şimdi Başkan Bey açılımları bir bir açtıkça herkese birşeyler oluyor ve gavur İZmir'e doğru bir akın, bir yerleşme, bir dikbaşlılıktır; bir heyhey çekiş, halay halay doludizgin dörtnala... Yani demem o ki: Ondandır n'olsa dolsa, akıllara ziyan, işte sizdeki ve bil'umum ahalideki bu delilik-ben benden içerü hali... :)

karga'nın günü dedi ki...

Zero'cum, tüm kalbimle katılıyorum yazdıklarına. Ne olmak istediğimizin bilincinin tam olarak verilmediği bireyler olarak fırsat bu fırsat diyerek elimizdeki son şansı kullanıyoruz. Hepimizn yolu açık olsun. Msa'yı sıcağı sıcağına anlatacağım canım. Sevgiler...

karga'nın günü dedi ki...

Zafer bey'ciğim, derinlerde sınıf başkanının etkisi var mıdır bilemem. Ama hepimize bir haller olduğu kesin! Sevgiler...