28 Eylül 2010 Salı

kara böcek ve ben / sonbahar notları 1

Baktım annem arızaya bağladı bu aralar, digital günlüğüne eskisi gibi her gün her gün not düşmüyor ben girdim devreye. Zaten küçüklüğümden beri annemin bilgisayarında ben de birşeyler döktürmek isterdim de bir türlü fırsat olmazdı şimdi fırsat bu fırsat ben aldım elime sazı.


Çook sıcak geçen günlerin ardından limonata tadında bir havanın keyfini sürüyoruz kara böcek arkadaşım / sevgilim / herşeyim  Kara ve ben. Sabah annem işe gidinceye kadar balkon keyfi yapıyoruz. Bıraksalar akşama kadar balkonda takılırız ama annem düşeriz falan diye korkuyor, işe giderken bizi içeri sokuyor. Evde de bütün gün yapacak pek birşey olmuyor. Canım çok sıkılırsa Kara'yı kovalıyorum evin içinde. Azıcık hareket oluyor. Onun dışında annemin işten dönmesini bekliyoruz. Eve gelince mutlaka bana sıkı sıkı sarılıyor. Sanırım beni çok özlüyor. Aslında böyle sıkı sıkı sarılmasını pek sevmiyorum ama işin ucunda o lezzetli ıslak mamalardan olduğu için pek sesimi çıkarmıyorum. Aslında annem vermeyecek o mamalardan bana, malum kilo problemim var. Yazın sıcaktan tüylerle birlikte bir iki gramcık da vermiştim sanki ama yine aldım galiba. Cumartesi veteriner Hande'ye gidecekmişiz. Annem telefonda koulurken duydum. O güne kadar saklanacak bir yer bulmam lazım ama ne zaman saklanmaya kalksam koca popomu bir yerlere sığdıramadığım için annem hemen buluyor beni. Zaten bulduğunda da hemen "koca popolu gel buraya" diye eğleniyor benle. Evet koca popoluyum ne olcek? Yiyiyorum işte sefam olsun! Bir balkon bir de yemek keyfim var onu da kaybedemem valla. Bu yazı böyle havadan sudan oldu. Bu seferlik böyle olsun. Kara ile maceralarımızı burdan anlatmaya devam edicem, beni okuyun. Hatta followerslara da kaydedin kendinizi.

1 yorum:

nalan dedi ki...

efenim zaten takipteyiz. bekliyoruz.