6 Ağustos 2010 Cuma

hah iş yerinde mobbingim de oldu, daha ne isterim

Sonunda bu da oldu iş yerinde mobbing var! Uzun zamandır devam eden psikolojik savaş bu hafta tepe yaptı. Bu konu hakkında konuşmak o kadar içimi bunaltıyor ki ama dün yaptığı eziyetten sonra buraya yazmadan edemedim. Bir kez daha neler olup bittiğini anlatıp bu konuya kendimce noktayı koyacağım.
Şimdi biz ofiste altı kişiyiz. Bu beş kişiden altıncısı enteresan bir kişilik. Ben bu altıncı kişi ile aynı zamanda başladım bu yerde çalışmaya. Hani birisini görünce ya seversiniz ya da sevmezsiniz ya işte öyle ben bu kişiyi görünce pek hazzetmedim. Hiiiç benim konuşup arkadaş olabileceğim, iki kelam laf edebileceğim biri değildi. Hem genel havası, giyimi kuşamı, oturup kalkması hem de bir iki konuşunca anlaşılacağı üzre konuşması, hiç birşey hakkında fikir beyan edememesi bizim iki farklı gezegenden olduğumuzu gösterdi bana. Bu yüzden o benim için baştan beri "merhaba merhaba!" biriydi o kadar. Önceleri ofisimiz aynı yerde değil farklı katlardaydı bu kişi ile. Hiçte aynı şey üzerinde çalışmadık. Koridorda görürsem minik bir gülümseme ve "merhaba" o kadar işte! Ama geçen sene herşey değişti. Benim de içinde bulunduğum bir grup başka bir bölümde çalışmaya gitti, bu kişi de o gruptaydı ve işe bakın ki ben bundan kaçtıkça kız dibimde bitmeye başladı. Her haftabaşı yapması gerekenleri yapmayıp pazartesi gelip "ayyy ben yapamadım sen yaptın mı? bakayım seninkine" diyerek benim yaptıklarımı kopyalamaya başladı. O kadar önemli şeyler değildi sesimi çıkarmadım. Sonra başka bir projede çalışmaya başladık bu sene ve şimdi bulunduğumuz ofiste altı kişi olarak yaşamaya başladık. Bu ismi lazım değil kişi, ben ve başka bir arkadaşım projenin bir ayağından sorumlu olduk. Bu kız yine bütün sene yattı, yapması gerekenleri yapmadı. Ben ve diğer arkadaş bunun poposunu topladık. Ama haziran başında diğer arkadaş projenin bu kısmından sorumlu olduğu için bu kızımızın yaptıklarını ve yapmadıklarını sorumlu genel müdüre iletti. İşte ortalık ondan sonra karıştı. Bu hanım kızımız! kendisi hakkında şikayetleri dile getiren arkadaşın söylediklerinin iftira, yalan dolan olduğunu ve kendisinin çalışılması!!!!!ve geçinilmesi!!!!! çok kolay bir insan olduğunu iddia ederek, asıl odada bulunan diğer beş kişinin onu dışladığını, arkasından kuyusunu kazdığını, zaten onu hiçte sevmediklerini (ağzımızdan bir gün bile iğneleyici ya da aşağılayıcı bir kelime çıkmamışken, tamamen abartmaya ve hüsnü kuruntuya dayanan iddialar bunlar) söyleyerek arkadaşa "bunların hesabını vereceksin!" diye tehditler de savurdu. Bütün bu olanlar genel müdürün karşısında oldu ve genel müdür (kadın ve şeker hastası olduğundan kronik dengesizlik söz konusudur kendisinde) ikisini de azarladı, esti gürledi. Sonrasında artık ikisi arasında ipler tamamen koptu ve hanım kızın bizim hakkımızda söyledikleri de kulağımıza geldiği için bizim açımızdan da bu kişi bitti. Ama asıl savaş ondan sonra başladı. Bir şekilde genel müdürün arkasında olduğunu hisseden bu yavru, ofisin ajanı kesildi, yaptığımız ettiğimizi kulağının ucuyla dinleyip hemen yukarıya ispiyonlamaya başladı. Sonuç bizim elimizde olan haklarımızı -nerdeyse- kaybetme noktasına kadar geldi.
Ofiste olan en son olay ise "ofisin kapısı açık mı kalacak kapanacak mı?" Efendim, bu kızcağız pencere ile kapı arasında oturduğu için arada cereyanda kalmakta ve hastalığı (artık neyse) nüksetmekteymiş. Biz de kapıyı sürekli açık tutuyormuşuz(Tabii tutuyoruz çünkü normalde de sauna kıvamında olan ofis bu sıcaklarda cehenneme dönüyor). Bu durumu da genel müdüre aksettirmiş, genel müdürde olanca işini bırakıp geçen gün hışımla bizim ofise girerek "bu kapı o buradayken kapanacak, o çıkınca açılacak" dedi. Sinir harbinde son noktayı koydu. Haaaa bir de ofisin tek erkeği ve hanım kızla genel müdürün önünde kapışan arkadaşım S.'yi çağırıp "eğer o kızla selamı sabahı keserseniz o kızlardan biri gider, senin buradaki başarında ona karşı hareketlerine bağlı" dedi.
Biliyorum çok sıkıldınız okurken ama ofiste haller böyle. Dün o sıcakta sauna gibi yerde şıpır şıpır terler dökerken kalkıp şööle saçından tutup iki tane patlatmak geldi içimden. Olayı bu kadar ortaokul muhabbetine çevirdiği için. Yok o onu dedi bu bunu dedi. Yok kapıyı açtı kapadı. Falan fıstık. Bundan sonra aynen resimdeki gibi yapacağım. Yoksa mobbingin dozu beni bozuyor, elimden bir kaza çıkacak.

1 yorum:

lifegoeson dedi ki...

gerçekten okurken sinr olmamak elde değil ama malesef hayatta hep tribune oynayanlar kazanıyor,siyasette degil üstelik hayatta :(
sabır ,sabır,ya sabır...