25 Nisan 2010 Pazar

gidesim vardı gittim

Evet şeytana uydum, içimdeki sesi dinledim, işten erken çıktım, "yemişim Felsefe Atölyesini" dedim, atladım düldüle gittim, şööle kolaçan ettim etrafı geldim. Yediğim içtiğim benim olsun, gördüklerimi söyleyeyim.
Bahar çoktaaan gelmiş Ege'ye hatta yaza dönmek üzere. Yeşilin birbirinden farklı tonlarına bürünmüş her yer. Ağaçlar, ovalar, çayırlar yemyeşildi. O kadar güzellerdi ki insanda arabayı durdurup, üzerlerinde saatlerce yuvarlanmak isteği uyandırıyordu. Bir de bilumum koyun, keçi ve at yavrulamıştı. Etrafta birsürü kuzu, yavru keçi ve tay vardı. Tabii inip onları mıncıklamak pek mümkün olmadı.
Üstü açılan bir arabam olmadığına oldukça hayıflandım. O kadar nefis bir bahar kokusu vardı ki havada, arabamın üstü açılsa saçlarımı savura savura, rüzgarı içime çeke çeke sürerdim arabamı. Ama ben sadece açık camdan giren havayla yetindim. Olsun o da güzeldi.
TCK(Türk Cumhuriyeti Karayolları) yine iş başındaydı. Her mevsim başında özellikle de birkaç günlük tatillerde depreşen şerit değiştirme, yolda delik açma (kapama değil o yaz sonunun işi), şerit genişletme çalışması yapmaktaydı. (Yahu sevgili TCK niye böyle herkesin yollara döküldüğü zamanlarda iş yapmaya başlar ve şeritleri daraltıp, yoldaki insanlara eziyet edersin ki. Hem o işte çalışanlara da eziyet herkes yanlarından vızır vızır geçiyor tatile gidiyor, onlar sıcak asfaltı döküp iş yapmaya çalışıyorlar. Yazıktır günahtır.)
Bütün İstanbul, Eskihisar-Topçular feribot hattındaydılar. Upuzun kuyruklar vardı. Hem gidişte hem de dönüşte birer buçuk saat bekledim. Hayatımın bu kuyruklarda sonlanacağını sandım. Yalnız anlamadığım kuyrukları hınca hınç dolduran bu vatandaşlar, feribottan inince nereye kayboldular. Bir anda etrafta hiç araba kalmıyor, yollarda gayet rahat araba kullanılıyordu. Ya bu amcalar ışık hızında araba kullanıyorlardı ya da çift şeritli yollar demek feribottan inenlerin ortadan kaybolması demekti.
Sonuç; gezmek görmek iyi geldi. Bu gazla biraz daha gider bir süre sonra havada yakıtı biten uçaklar gibi teklemeye başlarım. Ama her gezinin en güzel yanı eve dönüp kendi yatağında yatmak.

Hiç yorum yok: