14 Şubat 2010 Pazar

karga ekmek yaparsa

Evet bu haftasonu mutfakta geçti. Ben de kendimden geçtim. Hazır gazı almışken durmadım, duramadım, bir de ekmek yapayım dedim. Hazır komşum da ekmek yapmanın ustası iken fırsat bu fırsat bir çekirge edası ile ekmek yapmak için kolları sıvadım. Tabii önce tarifi bulmak lazımdı, ustaya danışıldı. Verdiği tarife bakınca "aaa" dedim "ne kadar kolaymış". İşte acemi olmak böyle birşey; yapmadan herşey kolay ve basit geliyor. Ama kazın ayağının öyle olmadığını mayalı suyu hamura dökünce anladım. Mayalı su ve hamur biraraya gelince tehlikeli birşey oluyormuş. Hamur ellerimi rehin aldı, mümkün değil kurtaramadım. Ellerimi kaldırıyorum, hamurda onlarla beraber geliyor, elleri birbirine sürtüyorum, yok bana mısın demiyor, düzeleceğine daha beter oluyor. Bir ara hamuru pnecereden fırlatıp atmak geldi içimden ama baktım bende onunla beraber uçacağım vazgeçtim. Zar zor un paketine uzandım, koydum unu koydum unu, durum biraz düzelir gibi oldu, biraz da zeytinyağı takviyesi yaptım, eh biraz biraz kurtardım. Ama eller Atlantis'ten gelen adam eli gibi perdeli oldu. Parmaklarımı ayırıyorum, aralarda hamur parçaları, parmaklarla beraber hareket ediyor. Neyse parmak operasyonundan sonra yoğurabildiğim hamuru, yağlanmış tencereye koydum. Bir de dedim ki "allah allah bu kadarcık hamura niye tencere ki". İki saatin sonunda o minnacık hamur olmuş mu sana dağ gibi bir hamur. Tencerenin kapağını açınca tencere "blop!" diye hamur kustu resmen. Baktım oooo herşey yolunda, ukala ukala "oooo" dedim "Ay ne kolaymış ekmek yapmak. Baştaki şu hamur maya olayını yapabildin mi, gerisi kolay". Attım fırına, bekledim pişsin diye. Kızardı ekmekler, azıcık soğumalarını bekledim. Bir heyecan koştum tepsinin başına, bir ısırık, sonuç "at kafana yarılsın" misali taş ekmekler. Dışı had safhada kıtır ve sert olmuş ekmeklerle benim de son derece şişik ekmek egom yerle bir oldu.
Aldım ürünleri çaldım komşumun kapısını, "yav usta" dedim ezik çekirge modu ile "nerde hata yaptım?". Ustam ürünlere şööle bir baktı, birazını ağzına attı "fırın çekirge" dedi "fırının ısısı biraz yüksek gelmiş olabilir. Bir de zeytinyağı ile çok halvet olduysan bu kadar fazla kıtır olmuş olabilir. Ama üzülme daha yolun başındasın, ekmek yolu uzun yoldur. Kuyruğu dik tut, bir dahaki sefere fırının ile konuş, anlaş" dedi, bir de güzel bir yasemin çayı demledi, moral verdi.

Bu olaydan çıkan sonuç, kibirli olmayacaksın, acemi olduğun işte kendine bile ukalalık yapmayacaksın ve çekirge ekmek yapmak "ha deyince olmuyor".

4 yorum:

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Canım Çekirge!
Sende iyi bir kumaş var, gözlerinde de azimli bir ışık...
Olacak komşucum olacak, çok yakında.
Ellerine sağlık!
:))

nalan dedi ki...

:)))
afiyet olsun.
Bir tüyo;
böyle durumda ekmeklerin üstüne elinle su serpip üstünü bezle örterek beklet güzelleşir.
yuğururken de elini suya batırıver.20,25 somun ekmeği için teknede hamur yuğuran rahmetli anneciğimi seyrettiğim zamanlardan kalma hatırlamalar ...

nalan dedi ki...

aaa yorumum nereye gitti.uzun uzun da yazmıştım

zapere dedi ki...

Maşallah,maşallah....Bu kadar yazacak konuyu nereden buluyorsunuz Allah billah aşkına :))