18 Eylül 2009 Cuma

life goes on


Hayat bir şekilde devam ediyor. Bir biçimde eskiye dönmeye çalışıyorum ama bir virajı döndüm ve artık hiçbirşey eskisi gibi olamayacak. Bir biçimde milattan önce milattan sonra durumu söz konusu bende. Olanları çok fazla düşünmemeye çalışıyorum ama beyin yaramaz. hiç beklemediğim bir anda babamın unuttuğum bir halini getiriyor gözümün önüne. Zaman acıları unutturmuyor, sadece alışmamıza yardım ediyor ve yine hayat akıp gidiyor.

Bu sabah erkenden kalktım. Evin beyinin poposunda pireler uçuşurken, evin diğer fertleri olarak mutfakta kahvaltımızı yaptık, balkonda sabah serinliğinde ben çay keyfi yaparken, kedi kızım Kara balkon duvarının üstünden işe gidenleri uğurladı, kedi oğlum Misket ise kral koltuğuna oturup biraz çiçek atıştırdı, biraz uyukladı.

Sabahları erken kalkmayı seviyorum. Sokakların kimseler ortada yokken ki sessizliğini ve bu sessizliği kısa aralıklarla bozan işe gidenlerin topuk tıkırtılarını dinlemek çok keyifli oluyor. Bu sabah böyle sakin sakin otururken içimden gitmek geldi. Arabaya atla dedi şeytan, çık yola, benzin bitinceye kadar git gidebildiğin kadar. Belki bir deniz kenarı olur, belki bir dağ başı. Hiçbirşey olmamış, hiçbirşey yaşanmamış gibi gelsin istedim bir an. Ama hayat bu, eşşek gibi işine de gideceksin, evine gelip ev işi de yapacaksın. Hayat devam ediyor, kaçış yok.

(Kabul bu yazı çok uyduruk oldu. Ama bu aralar daldan dalayım, bayramdan sonra resetliyorum kendimi.)

1 yorum:

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Yazı uyduruk değil, aksine çok gerçek; tam da yaşandığı gibi...
:((
Olacak bunlar, yaşanacak ve evet, bir viraj dönülmüş olacak.
:))