26 Eylül 2009 Cumartesi

gülperi günü


Bugün Gülperi'nin günüydü. Her zamanki gibi dokuzda kapının önünde bitiverdi. Onun için hazırladığım yumurtalı, reçelli, domatesli, yeşil biber, roka ve çıtır ekmekli güzelim kahvaltıyı ramazandan sonraki bilmemne günleri (Ş ile başlıyor ama kulağıma sokmadım, ne günleri olduğunu) olduğu için oruçluyum diyerek, reddetti. Ailemizin muatassıbı. Beni ölünce Sırat köprüsünden Gülperi geçirsin, ey okur, bu da sana vasiyetimdir.
Neyse Gülperi ile tanışıklığımız henüz bir ayı doldurdu ya da doldurmadı. Bugün üçüncü görüşmemizdi. Bundan önceki Şüko teyzeyi biraz işini savsakladığı ve bana yalan söylediği için terk ettim. Dilerseniz neler olduğunu anlatayım siz karar verin, iyi mi yapmışım kötü mü yapmışım diye. Zira biraz vicdan azabı çekmekteyim bu hususta.

Şimdi Şüko teyze ile iki seneye dayanan bir ilişkimiz bulunmaktaydı. Kendisi benim efsanevi yardımcım Nermin'nin yerini tutamasa da "hadi eli uzun değil, düzgün bir şahsiyet" denilerek işe alınmıştı. Ama gel zaman git zaman yapılan temizlik temizliğe benzememeye başladı. Geçen sene bir süre "ben kendim temizlik yapıcam, param da yok" denilerek kendisi ile ilişkiler askıya alındı ama "kendim temizlik" yapmaya totom el vermediği daha doğrusu istediğim kadar vakit ayıramadığım için tekrar görüşmelere başlandı. Yeni eve taşınma davalarında da bize yardım etti ama bu yeni ev eskisinin iki misli olduğu ve silinecek yerin ve camın çokluğundan Şüko'ya zannımca fenalık geldi ve kaytarmaya başladı. Nerden mi anladım? E biz dedektiflik romanlarını boşuna mı okuyoruz, ey okur. Şüphelerimi gidermek için Şüko'yu teste tabii tuttum.
Benim evin kapalı küçük bir balkonu bulunmakta. Haliyle silinecek camlar çok. İki kere dikkat ettim Şüko o odayı jet hızıyla temizleyip çıkmakta. E Şüko'da robot olmadığına göre bir yerde yamukluk var. Ben de bir dahaki görüşmemizde kendisi gelmeden evvel, bir parça diş macununu camın sol üst köşesine rastgele sürdüm ve evden çıkıp işe gittim. Akşamüzeri geldiğimde Şüko gitme hazırlıkları yapmaktaydı. Ben de çantamı bırakıyormuş gibi yapıp, bir yandan da evi kontrol ederken camdaki diş macununa baktım. Sabah bıraktığım gibi durmaktaydı. Şüko'ya "Şüko abla sen bu camı sildin mi?"dedim "Evet sildim" dedi. "E burada birşey kalmış "dedim, geldi baktı ve şöyle dedi "Ha kuş yapmıştır, ben silmiştim". Bu Şüko'nun sonu oldu. Bakalım Gülperi ile neler olacak. Şimdi söyleyin bakalım ben haklımıyım yoksa haksız mı?

2 yorum:

zafer dedi ki...

Afedersin bişi sorcaam..Sizin Gülperi, şu Perran Kutman'ın öğretmeni oynadığı Hayat Bilgisi dizisindeki karşı komşusu üşütük Gülperi mi?.. Valla yandınız o zaman heh heh.. :))

sevimm.. dedi ki...

Sevval ayi o bahsettiginiz, bilmeseniz bile hic degilse tutanlara saygi adina, bilmem ne günleri diye bahsetmeyin:(