29 Temmuz 2009 Çarşamba

Gamlı Baykuş'un devlet dairelerinde maceraları-bölüm 1

Efendim olaylar iki tipin tatil hatta ve hatta balayı için şöööle Yunan adalarına doğru uzanmak istemeleri ile başlar.


( Hayalimizde bundan daha iyi bir tatil planı var ama gidebilirsek tabi...)


Bu iki tipten kadın olanı bütün bu tatil olayının planlamasını ailenin mali işler ve dış ilişkiler koordinatörüne bırakır "çünkü" diye düşünür "iç işlerden sorumlu koordinatör olarak anlamam bu işlerden, basarım kredi kartını oraya buraya, ay başında bütçedeki cari açık Hazar denizi gibi olur, herşeye zam yaparak bütçe açığını kapatmaya çalışırım, elime yüzüme bulaştırırım"der. Mali işler ve dış ilişkiler kooridanötürü (kısaca midik) hemen benimser olayı, araştırmalara başlar. Önce birçok tur şirketi araştırılır, onlardan bir tanesinde karar kılınır. Hatta onların yapacakları program yüzünden izin tarihleri falan değiştirilir. Ancak klasik bir şekilde bu tur şirketi kazık atarak, daha önceden belirttikleri tur tarihini iptal ettiklerini söyler. Böylece iş başa düşer. Yapılan birçok toplantı ve brifing sonucu yola Kuşadası'ndan değil de Marmaris'ten gitmenin daha iyi olacağı yönünde karara varılır. Otobüs biletleri alınır. Daha önceden pasaport vs. işleri halledilmiştir ama herşey yolunda gitse hayat çekilmez olurdu değil mi? Tabii ki bir sorun problem ortaya çıkar. Sağlık sigortasının sistemi siber alemde bu iki tipten kadın olanını çoktan koca kütüğüne geçirmiş ve yeni soyadıyla kaydetmiştir. Ne yapılırsa yapılsın eski soyadıyla işlem yapılamamaktadır. Ancak kadın tipimiz (namı diğer Gamlı Baykuş) daha önce yaptığı bütün işlemlerini eski soyadından yapmıştır. Şimdi herşeye tekrar baştan başlaması gerekir de zaman azalmakta, vize işlemleri sürekli ertelenmektedir. Bu yüzden dün işten izin alınır, koştura koştura önce Maltepe nüfus müdürlüğüne gidilir. Neden Maltepe nüfus müdürlüğü? Çünkü tenha! Kadıköy'e gitsen bir sürü sıra, ipini koparan, doğuran, ölen herkes orada, çok bekleniyor, insanın ömrü çürüyor.


Neyse biz tam 8:28 itibariyle nüfus müdürlüğündeydik. Hemen heyecanla ne karın ağrıları varsa anlattılır orada memurumsu gibi duran ablaya ama o, kahramanlarımız gibi heyecanlı değildir. Onlara mesainin 8:30'da başlayacağını belirtir balık balık bakarak. Neyse 8:30'da gong çalar ( hayali bir gong ) ve abla işlemleri yapmaya tenezzül eder. Siber alemdeki iki dakikalık turundan sonra tek kaşını kaldırarak "neden kadıköye gitmediniz? neden ikametgahınızı daha değiştirmediniz? neden? neden?" diye birçok soruyu tek nefeste sorar. Onlar maruzatlarını bildirince "hadi neyse yapayım ama 20 gün içinde bu ikametgah işini halledin haa" diye de uyarıyı çakar. Ohh ohhh diye sevinir bizimkiler. "Hemen pasaportu da halleder vizeye koşarız diye sevinir Gamlı Baykuş. Ama heyhat hayat acımasız yüzünü göstermiştir bir kere.


Koşa koşa gidilen pasaport dairesinde de aşılması gereken engeller vardır. Yok öööle hemen pasaportu uzatıp "şey ben evlendim de, yurtdışına gidicem de soyadım değişti de şunun içine bir şerh çızıktırıverin gari ben vizeye geçcem" demek hiçbi işe yaramaz. Gözünü budaktan sakınmayan Türk polisi; "yok öle hemen çızıktırıvermek, sen hele bir git parmak izini neyn ver de seni bir fişleyelim bundan sonraki eylemlerinden haberimiz olsun, sonra nüfus kağıdının bir fotokopisini çektir bakalım" der. ( Burdan duyurulur: Genç Türk bilim adamları,dahiler var ya cep fotokopi makinası çıkarsanız Bill Gates'ten daha zengin olursunuz vallaha billaha. Zira memleket sathındaki birçok devlet dairesi fotokopi çektirmeye pek meraklı. Ağaçlara kesiliyor, kağıt israfı, umrunda değil kimsenin. Çek fotokopi, çek çek çek...)

Parmak izci polise denir ki "ben zaten iki hafta önce falanca emniyet müdürlüğünde verdim parmak izi, bakın online kayıtlarınıza görürsünüz."Ancak cevap şöyledir; "daha bizim online veri tabanımız oluşmadı. Verdiklerinizi göremiyoruz." Nedir bu işin mantığı yani ben Maltepe'de bir suç işlersem ve Üsküdar'a kaçarsam parmak izim Maltepe'de olduğu için oraya faks mı çekilecek "bak bakalım bu parmak izlerinin sahibi senin kayıtlarında mı?"diye. Sayın yöneticiler hiç mi CSI:NY ya da FRINGE falan seyretmiyorsunuz? Adamlar neredeyse bir izden atalarının atalarına kadar ulaşıyorlar. Lütfen biraz medeniyet. Velhasıl bütün işlemler tekrarlanır ama pasaport saat dörde kalır. Yani anlayacağınız acemi tatilci Gamlı Baykuş ve Sevgili Sevgilisi'nin devlet dairelerindeki vize maceraları heyecanla devam edeceğe benzer.


(Günün sonunda işte bu kedicik gibi harap ve bitap düştüm.)

1 yorum:

zafer dedi ki...

Yok vallahi o kedide hala iş var gibi :))